layıksın

listen to the pronunciation of layıksın
Turkish - English

Definition of layıksın in Turkish English dictionary

layık
worth

Aota was not worthy of your trust. - Aota güveninize layık değildi.

He wasn't worthy of suspicion. - O kuşkuya layık değildi.

layık
due to
layık
worthy

We will elect whoever we believe is worthy. - Layık olduğunu düşündüğümüz kimseyi seçeceğiz.

He wasn't worthy of suspicion. - O kuşkuya layık değildi.

layık
fitting
layık
deserving of; worthy of; (person) suited to be, fit to be
layık
fit

A feast like this is fit for a king! - Krallara layık bir şölen!

layık
worthy of

Mary was not worthy of your trust. - Mary güveninize layık değildi.

This book is worthy of praise. - Bu kitap övgüye layık.

layık
deserving
layık
worthy, deserving
layık
suitable, appropriate, proper
lâyık
wellworn
lâyık
due
Turkish - Turkish

Definition of layıksın in Turkish Turkish dictionary

Layık
seza
LÂYIK
(Osmanlı Dönemi) (Liyakat. den) Yakışır ve yaraşır. Uygun, münasib ve muvafık
Lâyık
(Osmanlı Dönemi) KAMEN
layık
Bir kimseye uygun olan, yaraşan
layık
Nitelikleri, özü, hareketleri, davranışlarıyla bir şeyi elde etmeye hak kazanmış olan; bir kimseye uygun olan, yaraşan
layık
Nitelikleri, özü, hareketleri, davranışlarıyla bir şeyi elde etmeye hak kazanmış olan: "Sevilmeğe o herkesten fazla layıktır."- P. Safa
layıksın
Favorites