Roketler bir fırlatma rampasından ateşlendi.
- The rockets were fired from a launching pad.
Yapay dünya uydularının fırlatılmasına yaygın olarak uzayın bir keşfi gözüyle bakılmaktadır.
- The launching of artificial earth satellites is commonly looked upon as an exploration of space.
Roketler bir fırlatma rampasından ateşlendi.
- The rockets were fired from a launching pad.
Roketler bir fırlatma rampasından ateşlendi.
- The rockets were fired from a launching pad.
Roketler bir fırlatma rampasından ateşlendi.
- The rockets were fired from a launching pad.
Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
- Better to extend an olive branch than launch a missile.
Torpidoları fırlatmak için hazırlanın.
- Prepare to launch torpedoes.
Tanker törenin ardından suya indirildi.
- The tanker was launched after the ceremony.
Japonya, 1937 Temmuz ayında yeni bir Çin işgali başlattı.
- Japan launched a new invasion of China in July, 1937.
Onlar bir dizi büyük ekonomik programlar başlattı.
- They launched a series of major economic programs.
General düşman kampına karşı bir saldırı başlatmaya karar verdi.
- The general decided to launch an offensive against the enemy camp.
Büyük bir saldırı başlatmaya karar verdiler.
- They decided to launch a major attack.
Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
- Better to extend an olive branch than launch a missile.
Fırlatma başarılı oldu. Biz şimdi güneş sistemini terk ediyoruz.
- The launch was successful. We're now leaving the solar system.
Sputnik 4 Ekim 1957'de fırlatıldı.
- Sputnik was launched on October 4, 1957.
Onlar bir roket fırlattı.
- They launched a rocket.
Can we this quote? Launch your hearts with lamentable wounds. - Edmund Spenser.
launch the space shuttle, launch a ship.
My class was wearing butter-yellow pique dresses, and Momma launched out on mine. She smocked the yoke into tiny crisscrossing puckers, then shirred the rest of the bodice.
... AMIT SINGHAL: In addition, we're also launching public ...
... Launching rockets, electric cars, ...