Tom nihai kararı Mary'ye bıraktı.
- Tom left the final decision to Mary.
Hakimin kararı nihaidir.
- The judge's decision is final.
Dişi aslan sonunda ceylanı kovaladı.
- The lioness finally gave chase to the gazelle.
O, sonunda IBM'in başkanı oldu.
- He finally became the president of IBM.
Mahkemenin kararı kesindir.
- The court's decision is final.
Planlar henüz kesinleşmiş değil.
- Plans haven't yet been finalized.
Gazetelere göre adam sonunda itiraf etti.
- According to the papers, the man has finally confessed.
Sonunda oturmak ve gazete okumak için zaman buldum.
- I finally found time to sit down and read the newspaper.
O, sonunda IBM'in başkanı oldu.
- He finally became the president of IBM.
Dişi aslan sonunda ceylanı kovaladı.
- The lioness finally gave chase to the gazelle.