Dünyanın en geniş ülkesinin devlet başkanı İngilizceyi anlamıyor
- The president of the largest country in the world doesn't understand English.
Fransa, Batı Avrupa'nın en geniş ülkesidir.
- France is the largest country in Western Europe.
Osaka, Japonya'nın ikinci en büyük şehridir.
- Osaka is the second largest city of Japan.
Sahra Çölü, neredeyse Avrupa kadar büyük.
- The Sahara Desert is almost as large as Europe.
Tom geniş kitlenin önünde konuşma yapmaktan hoşlanmaz.
- Tom really does detest giving speeches in front of large audiences.
Bizim ev beşimize yetecek kadar geniş.
- Our house is large enough for five of us.
Ona şişman denmez, iriydi.
- He was large, not to say fat.
Bugün kocaman bir yılan gördüm.
- I saw a large snake today.
Kainat kocaman bir okul.
- The universe is a large school.
Evren kocaman bir okul.
- The universe is a large school.
Bugün kocaman bir yılan gördüm.
- I saw a large snake today.
Çok büyük pencereler bol doğal gün ışığı sağlar.
- Very large windows assure abundant natural daylight.
O, üniversiteye bol miktarda para bağışladı.
- He endowed the college with a large sum of money.
Bu elbiseler çok büyük.
- These dresses are too large.
O, büyük bir aileyi geçindirmek için çok çalıştı.
- He worked hard to support a large family.
Beş mahkûm yeniden tutuklandı, ancak diğer üçü hâlâ serbest.
- Five prisoners were recaptured, but three others are still at large.
Kaçan tutuklu hala serbest.
- The escaped prisoner is still at large.
That shipment of Beanie Babies will cost you forty large.
... the largest investment in clean coal technology, to make sure that even as we're producing ...
... three largest freshwater lakes are surrounded by mountains ...