large; capacious; said of veins of ore

listen to the pronunciation of large; capacious; said of veins of ore
English - Turkish

Definition of large; capacious; said of veins of ore in English Turkish dictionary

powerful
{s} güçlü

Kritik anlarda en güçlülerin bile zayıflara ihtiyacı vardır. - In critical moments even the very powerful have need of the weakest.

Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu? - What would happen if two powerful nations with different languages - such as United States and China - would agree upon the experimental teaching of Esperanto in elementary schools?

powerful
{s} kuvvetli

O senden daha kuvvetli. - She's more powerful than you.

powerful
powerfulnesskudretlilik
powerful
kuvvet

O senden daha kuvvetli. - She's more powerful than you.

powerful
kuvvetle
powerful
powerfully kudretle
powerful
ensesi kalın
powerful
muhteşem
powerful
etkili
powerful
{s} yetkili
powerful
tesirli
powerful
keskin

Yer domuzunun güçlü bacakları ve keskin pençeleri var böylece yüksek hızda toprağa tünel kazabilir. - The aardvark has powerful limbs and sharp claws so it can burrow into earth at high speed.

O çiçeğin keskin bir kokusu var. - That flower has a powerful smell.

powerful
{s} nüfuzlu
powerful
dili çok miktarda
powerful
sert etkili
powerful
yetki veya nüfuzu olan
powerful
{s} çok miktarda
English - English
powerful