langeweile

listen to the pronunciation of langeweile
German - Turkish
English - Turkish

Definition of langeweile in English Turkish dictionary

boredom
can sıkıntısı

Can sıkıntısı onun en kötü düşmanı. - Boredom is his worst enemy.

Can sıkıntısı çok büyük bir sorundur. - Boredom is a huge problem.

boredom
{i} sıkıntı

Otistik çocuklar can sıkıntısının ne olduğunu bilmezler. - Autistic children don't know what boredom is.

Can sıkıntısı en lüks şeylerden biridir. - Boredom is one of the most luxurious things.

boredom
can sıkıntı

Otistik çocuklar can sıkıntısının ne olduğunu bilmezler. - Autistic children don't know what boredom is.

Can sıkıntısı çok büyük bir sorundur. - Boredom is a huge problem.

boredom
gına
boredom
afakan
boredom
bun
ennui
usanç
blahs
(the blahs - American) depresyon
blahs
can sıkıntısı
blahs
hoşnutsuzluk
boredom
{i} bıkkınlık
ennui
{i} can sıkıntısı
ennui
{i} bıkkınlık
ennui
can sıkıntı
German - English
tedium
blahs
boredom

Boredom is the feeling that everything is a waste of time; serenity, that nothing is. - Langeweile ist das Gefühl, dass alles Zeitverschwendung ist; Abgeklärtheit, dass nichts es ist.

Boredom, routine, and lack of curiosity are the greatest enemies of our brain. - Langeweile, alltäglicher Trott und mangelnde Neugier sind die größten Feinde unseres Gehirns.

stuffiness
ennui
get bored with
getting bored
vor Langeweile einschlafen
to be bored stiff/witless/to tears/to death/out of your mind