Bu kitap onun üzerinde kalıcı bir izlenim bıraktı.
- This book left a lasting impression on her.
Alplerin manzarası bende kalıcı bir izlenim bıraktı.
- The scenery of the Alps left a lasting impression on me.
Uzun zamandır oraya gitmek istemektesin, değil mi?
- You have wanted to go there for a long time, haven't you?
Uzun zamandır istediğim fotoğraf makinesi budur.
- This is the very camera I've wanted for a long time.
Bunu epeydir yapmak istiyordum.
- I've been wanting to do that for a long time.
Bunu çoktandır yapmak istiyorum.
- I've been wanting to do that for a long time.