O, hanımefendiyi bana tanıttı.
- She introduced the lady to me.
Hanımefendi, bir ay önce buraya taşındı.
- The lady moved here a month ago.
Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.
- The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.
Konuştuğun bayan benim kız kardeşimdir.
- The lady, whom you talked to, is my sister.
Leydi en fazla kırk yaşında.
- The lady is forty years old at most.
Jane güzel bir leydi oldu.
- Jane grew up to be a fine lady.
Sizi soran bir hanımefendi var.
- There's a lady asking for you.
Hanımefendi, bir ay önce buraya taşındı.
- The lady moved here a month ago.
Sevgili bayan, ben Polonyalı bir dedektif değilim. Ben uluslararası bir dedektifim.
- I am not a Polish detective, dear lady. I am an international detective.
Beyaz elbiseli kadın, ünlü bir aktristir.
- The lady dressed in white is a famous actress.
Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.
- The thief disguised himself as an old lady.
Hayalim devlet başkanının eşi olmak.
- My dream is to be the First Lady.
Kadın olmak zordur. Erkek gibi düşünmeyi, hanımefendi gibi davranmayı, genç kız gibi görünmeyi ve de eşek gibi çalışmayı gerektirir.
- It's hard to be a woman. One must think like a man, act like a lady, look like a girl, and work like a horse.
My Lady, will you not take pity on me?.
How do you do, Lady Windermere?.
Please direct this lady to the soft furnishings department.
But soft, what light through yonder window breaks...? It is my lady, O it is my love! -Romeo and Juliet.
A lady doctor.
Follow me, ladies!.
Hey, lady, move your car!.