Onun erkek arkadaşı hoş bir delikanlı.
- Her boyfriend's a nice lad.
Delikanlı Tom'un üzerine abandı ve kulağına bağırdı.
- The lad leaned over and shouted into Tom's ear.
Bana sırnaşmayın genç bayan!
- Don't get sassy with me young lady!
Güzel genç bir bayan oldu.
- She has grown into a beautiful young lady.
Genç bayanın adamdan daha az meyvesi var.
- The young lady has less fruit than the man.
Genç adam yaşlı kadının yiyeceklerini arabasına yüklemesine yardımcı oldu.
- The young man helped the old lady load the groceries into her car.
I think he reckons he's a bit of a lad.