Seninle gitmek istiyorum ama beş parasızım.
- I'd like to go with you, but I'm broke.
Tom bana beş parasız görünmüyor.
- Tom doesn't look broke to me.
O ayın sonunda her zaman züğürttür.
- He's always broke at the end of the month.
Tom ayın sonuna kadar her zaman züğürt.
- Tom is always broke by the end of the month.
Seninle gitmek istiyorum fakat meteliksizim.
- I want to go with you, but I'm broke.
Meteliksiz olduğunu düşündüm.
- I thought you were broke.
Düşen at boynunu kırdı.
- The horse broke its neck when it fell.
Bu pencere bir aydır kırıktır.
- This window has been broken for a month.