labi̇rent

listen to the pronunciation of labi̇rent
Turkish - English

Definition of labi̇rent in Turkish English dictionary

labirent
labyrinth

The Internet is a labyrinth. - İnternet bir labirent.

labirent
maze

I finally found my way out of the confusing maze. - En sonunda kafa karıştıran labirentten dışarı çıkabildim.

Yesterday we went into a huge maze. - Dün büyük bir labirente girdik.

labirent
meander
labirent
labyrinth, maze
labirent
labyrinth; maze
labirent gibi
labyrinthine
kemik labirent
(Hayvan Bilim, Zooloji) osseous labyrinth
kemik labirent
(Hayvan Bilim, Zooloji) bony labyrinth
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Fr. Bir defa içine girildiğinde çıkış yolu çok güçlükle bulunabilen bina
(Osmanlı Dönemi) Çok karışık ve birbirini kesen yol
labirent
çıkış yeri kolaylıkla bulunamayacak kadar karışık koridorları olan yapı
labirent
Çıkış yeri kolaylıkla bulunamayacak kadar karışık koridorları olan yapı: "Bu labirentte yolumu kaybedip gitmem işten değildi."- Y. K. Karaosmanoğlu. İçinden çıkılması güç veya imkânsız durum, sorun
labi̇rent
Favorites