Turkish - English
Definition of lüle lüle in Turkish English dictionary
- 1. in ringlets, in curls. 2. in ripples, ripplingly
- tressed
- curled
- lüle
- tress
- lüle lüle saç
- crimp
- lüle lüle saç
- corkscrew curls
- lüle
- ringlet
- havuzun çevresine yapılan lüle ve oluk
- The nozzle and gutter around the pool
- lüle taşı
- move nozzle
- gerçek lüle
- (Otomotiv) actual nozzle
- ideal lüle
- (Havacılık) ideal nozzle
- lüle
- ringlet, curl, lock (of hair)
- lüle
- pouffe
- lüle
- bowl (of a clay or meerschaum tobacco pipe)
- lüle
- lock
- lüle
- (saç) curl, lock, ringlet; fold, roll; pipe bowl; spout; pipe
- lüle
- puff
- lüle
- pouf
- lüle
- spout (of a fountain)
- lüle
- curl
- lüle
- twist, fold, roll
- lüle
- pipe bowl
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of lüle lüle in Turkish Turkish dictionary
- Kıvrımları olan, kıvrım kıvrım
- lüle
- Su akan musluksuz boru
- lüle
- Taş veya demirden yapılmış küçük boru
- lüle
- Musluksuz su borusu
- lüle
- Tütün çubuğu, pipo, nargile vb.nin ucuna takılan, tütün konulan yuva: "Duman ocak gibi çıkmakta çünkü her lüleden."- M. A. Ersoy
- lüle
- Bükülmüş, dürülmüş şey
- lüle
- Tütün çubuğu, pipo, nargile vs'nin ucuna takılan, tütün konulan yuva
- lüle
- Su akan musluksuz boru: "Lüleden akan su bollaşmıştı."- A. Sayar
- lüle
- Saç kıvrımı
- lüle
- Tütün çubuğu, pipo, nargile vb.nin ucuna takılan, tütün konulan yuva
- lüle taşı
- Denizköpüğü, magnezit
Related Terms
lüle lüle
Hyphenation
lü·le lü·lePronunciation
Resimler
History
Favorites