Turkish - English
Definition of lâmba in Turkish English dictionary
- lamp
The light of the lamp glimmered in the fog.
-Lambanın ışığı siste parıldıyordu.
Not every lamp is magic.
-Her lamba büyülü değildir.
- {i} lamp
Not every lamp is magic.
-Her lamba büyülü değildir.
There was a lamp hanging above the table.
-Masanın üzerinde asılı bir lamba vardı.
- rabbet, mortice, mortise
- device which is a source of artificial light
- rabbet (groove); mortise
- (electron) tube
- glim
The light of the lamp glimmered in the fog.
-Lambanın ışığı siste parıldıyordu.
- bulb
- light
The red lamp lights up in case of danger.
-Kırmızı lamba tehlike halinde yanar.
Tom flipped on the dining room light.
-Tom yemek odası lambasını açtı.
- illuminant
- mortice
- rebate
- radio tube
- (Mimarlık,Teknik) rabbet
- luminaire
- light
Tom flipped on the dining room light.
-Tom yemek odası lambasını açtı.
The light of the lamp glimmered in the fog.
-Lambanın ışığı siste parıldıyordu.
- {i} wick
- mortise
- lamba anahtarı
- light switch
- lamba açmak
- gouge
- lamba duyu
- (Elektrik, Elektronik,Otomotiv) bulb holder
- lamba fitili
- mantle
- lamba isi
- lamp black
- lamba siperi
- lampshade
- lamba ve zıvana
- (İnşaat,Teknik) tongue-and-groove
- lamba açmak
- to gouge
- lamba bağlantısı
- (Otomotiv) light fixing
- lamba bağlayıcı
- (Aydınlatma) lamp connector
- lamba bileziği
- (Aydınlatma) lamp collar
- lamba butonu
- door light switel
- lamba davlumbazı
- lamp shroud
- lamba deliği
- lamp hole
- lamba değiştirmek
- change the lamp
- lamba direği
- lamp pole
- lamba duyu
- bulb holder, lamp holder
- lamba filamanı
- (Elektrik, Elektronik) filament lamp
- lamba filamanı
- (Elektrik, Elektronik) lamp filament
- lamba gerilimi
- (Aydınlatma) lamp voltage
- lamba grubu
- lamp cluster
- lamba gömleği
- (incandescent) mantle
- lamba gövdesi
- lamp body
- lamba halkası
- (Aydınlatma) lamp collar
- lamba kapağı
- lamp cover
- lamba karpuzu
- globe of a lamp
- lamba karpuzu
- light globe
- lamba karpuzu globe of
- a lamp
- lamba kodu
- lamp codes
- lamba kontağı
- lamp switch
- lamba kordonu
- lamp cord
- lamba manşonu
- lamp sleeve
- lamba montajı
- (Otomotiv) light fixing
- lamba muhafazası
- (Otomotiv) lamp housing
- lamba plakası
- lamp plate
- lamba prizi
- lampholder plug
- lamba rendesi
- (İnşaat) dado plane
- lamba rendesi
- tonguing plane
- lamba rendesi
- fillister plane
- lamba söndürmek
- switch off lamp
- lamba söndürmek
- turn off lamp
- lamba tabanı
- (Aydınlatma) lamb base
- lamba takma
- lamp insert
- lamba tespiti
- (Otomotiv) light fixing
- lamba ve zıvana
- tongue-and-groove joint
- lamba yakmak
- turn on a lamp
- lamba yakmak
- switch on a lamp
- lamba yakmak
- light a lamp
- lamba yanmak
- (the lamp) to glow
- lamba yanmak
- (the lamp) to burn
- lamba yanmak
- (the lamp) to shine
- lamba ışıgı
- lamplight
- lamba şişesi
- lamp chimney
- lamba şişesi chimney of
- a lamp
- lamba-zıvanalı
- (İnşaat,Teknik) tongued-and-grooved
- lâmba bozuldu
- The lamp is broken
- lâmba isi
- lampblack
- lâmba söndürme zamanı
- lights out
- lâmba teli
- filament
- lâmba yakma fitili
- taper
- lâmba ışığı
- lamplight
- fitil (lamba)
- wick
- karpuz (lamba için)
- globe
- lambalar
- lighting
- sodyum buharlı lamba
- sodium vapour lamp
- spot lamba
- spot
- spot lamba
- spotlight
- seyyar lamba
- portable lamp
- akım doğrultucu lâmba
- diode
- araba kapısı açılınca yanan lâmba
- courtesy light
- arka lamba
- tail lamp, tail light
- arka lâmba
- tail light
- arka lâmba
- tail lamp
- arka lâmba
- rear light
- arka lâmba
- rear lamp
- ayaklı lâmba
- floor lamp
- buzlu lamba
- (Aydınlatma,Elektrik, Elektronik) frosted lamp
- cıva buharlı lâmba
- mercury-vapor lamp
- dekoratif lamba
- decorative lamp
- döner lamba
- swivel lamp
- floresan lamba
- fluorescent lamp
- flüoresan lamba
- fluorescent lamp
- flüorışıl lamba
- fluorescent lamp
- fotoflaş lamba
- photoflash lamb
- gazlı lamba
- gas-filled lamp
- geçme lamba
- tease tenon
- halojen lâmba
- halogen lamp
- ikincil ölçün lamba
- (Aydınlatma) secondary standard lamp
- iç lâmba
- courtesy light
- kırmızı lâmba
- glow lamp
- merkez telli lamba
- (Aydınlatma) prefocus lamp
- mikrop kırıcı lamba
- (Aydınlatma) germicidal lamp
- minyatür lamba
- bantam tube
- morötesi ışınlar veren lâmba
- sun lamp
- neon tüp lamba
- (Elektrik, Elektronik) neon tube
- optik düzenli lamba
- (Aydınlatma) pressed glass lamp
- pilot lamba
- pilot lamp
- reflektör lamba
- reflector lamp
- sihirli lamba
- magic lamb
- sinema fotoğrafçılığında kullanılan güçlü lâmba
- Klieg
- stop lamba otomatiği
- brake light switch
- termiyonik lâmba
- thermionics
- tungsten telli lamba
- (Aydınlatma) tungsten filament lamp
- uyarıcı lamba
- exciter lamp
- uçağın yerini gösteren lâmba
- sidelight
- vidikon lamba
- vidicon tube
- yan lamba
- sidelight
- yansıtıcı lamba
- reflector lamp
- üç elektrotlu lâmba
- (radyo) audion
- üç elektrotlu lâmba
- triode
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of lâmba in Turkish Turkish dictionary
- Kapı, pencere ya da kapak kenarlarına açılan, genellikle dik açılı girinti
- Kapı, pencere kenarlarına açılan, genellikle dik açılı girinti
- Petrol gibi yanıcı bir madde yakarak veya elektrik akımıyla içindeki teller akkor durumuna geçerek ışık veren alet: "Bir gaz lambasının ışığında önüme serdiğim haritayı tetkik ediyordum."- Y. K. Karaosmanoğlu
- Radyo alıcılarında ve televizyon yayınlarında kullanılan, havası boşaltılmış veya içine düşük basınçlı bir gaz doldurulmuş cam, seramik veya çelikten ampul
- çıra
- ışıtın
English - Turkish
Definition of lâmba in English Turkish dictionary
- lamb’s feet
- (Gıda) lamb's feet
- lamb’s liver soup
- (Gıda) kuzu ciğeri çorbası