He sprang from one of the best families in the north.
- O, kuzeydeki en iyi ailelerin birinden gelmiştir.
Many in the North felt slavery was wrong.
- Kuzeydeki birçok kişi köleliğin yanlış olduğunu düşünüyordu.
Tsez is a Northeast Caucasian language spoken by about 15,000 people in Dagestan.
- Didoca, Dağıstan'da yaklaşık 15.000 kişi tarafından konuşulan bir Kuzeydoğu Kafkas dilidir.
Tsez is a Northeast Caucasian language spoken by about 15,000 people in Dagestan.
- Dido dili, Dağıstan'da yaklaşık 15.000 kişi tarafından konuşulan bir Kuzeydoğu Kafkasya dilidir.
My house is in the northern part of the city.
- Evim şehrin kuzey kesiminde.
Our office is on the northern side of the building.
- Bizim ofis binanın kuzey tarafındadır.
In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland.
- Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.
There is bad weather in the north.
- Kuzeyde kötü hava var.
One of my dreams is to one day see the aurora borealis.
- Hayallerimden biri bir gün güneş fırtınalarından sonra ortaya çıkan kuzey ışıklarını görmek.