Definition of kutsal in Turkish English dictionary
- blessed
- holy
The man on whom you see the Spirit come down and remain is he who will baptize with the Holy Spirit.
- Ruhun geldiğini ve kaldığını gördüğün adam Kutsal Ruhla vaftiz edecek olandır.
The man on whom you see the Spirit come down and remain is he who will baptize with the Holy Spirit.
- Ruhun kimin üzerine inip durduğunu görürsen, Kutsal Ruh'la vaftiz eden odur.
- divine
Sons of God, we are divine seeds. One day, we will be what our Father is.
- Tanrıların Oğulları, biz kutsal tohumlarız. Bir gün, biz Babamızın olduğu şey olacağız.
That meal was simply divine.
- O yemek sadece kutsaldı.
- sacred
Cows are, for Hindus, sacred animals.
- İnekler Hindular için kutsal hayvanlardır.
Cows are sacred to Hindus.
- İnekler Hindular için kutsaldır.
- consecrated
- saint
Protestants don't venerate saints.
- Protestanlar azizleri kutsal saymazlar.
- (Muzik) hymm
- enshrined
- divino
- (isim) Sacred, holly
- hiero
- celestial
- heavenly
He felt the most heavenly joy that he had experienced since birth.
- O doğumundan beri yaşadığı en kutsal sevinci hissetti.
- holy, sacred, blessed, celestial, divine
- saintly
- sanctified
- sanctus
- venerable
- inviolate
- sacrosanct
My sentences are not sacrosanct.
- Benim cümlelerim kutsal değildir.
- sacramental
- sainted
- solemn
- hallowed
Our Father in heaven, hallowed be your name.
- Göklerdeki Babamız, adın kutsal kılınsın.
- {s} blest
- kutsal emanet
- relic
- kutsal şeyleri çalma
- sacrilege
- kutsal bir şekilde
- solemnly
- kutsal emanetler
- relics
- kutsal kitaplar
- sacred books
- kutsal kişilerin resmi
- icon
- kutsal mavi
- (Hayvan Bilim, Zooloji) holly blue
- kutsal mekan
- sacred space
- kutsal olarak
- sacredly
- kutsal olarak kabul etmek
- enshrine
- kutsal roma imparatoru
- holy roman emperor
- kutsal ruh
- the holy spirit
- kutsal sayılmak
- consecrate
- kutsal sayılmayan
- desecrated
- kutsal yağ sürmek
- anoint
- kutsal ülke
- promised land
- kutsal hint destanı
- Indian legends of sacred
- Kutsal Kitap
- the Bible
I'm not sure what I should read: Harry Potter or the Bible?
- Ne okumam gerektiği konusunda emin değilim: Harry Potter'mu yoksa Kutsal Kitap mı?
- Kutsal Ruh
- Holy Ghost, Holy Spirit
- Kutsal Toprak
- the Holy Land
- Kutsal kap
- Grail
- Kutsal kap
- holy grail
- Kutsal kitap
- the Word
- Kutsal kitap
- Holy Writ
My book became the Holy writ for all those engineers.
- Benim kitabım tüm mühendisler için kutsal kitap oldu.
- Kutsal kitap
- Bible
I'm not sure what I should read: Harry Potter or the Bible?
- Ne okumam gerektiği konusunda emin değilim: Harry Potter'mu yoksa Kutsal Kitap mı?
Tom always carries a Bible with him.
- Tom her zaman yanında bir Kutsal Kitap taşır.
- Kutsal kitap
- holy scripture
- Kutsal kitap
- Scripture
Throughout the Scriptures, we find this usage of the number forty.
- Kutsal Kitap boyunca kırk sayısının bu kullanımını bulursunuz.
- Kutsal kitap
- Scriptures
Throughout the Scriptures, we find this usage of the number forty.
- Kutsal Kitap boyunca kırk sayısının bu kullanımını bulursunuz.
- Kutsal kudüs
- celestial city
- Kutsal ruh
- Holy Spirit
- Kutsal ruh
- Holy Ghost
- Kutsal üçleme
- Trinity
- kutsal Kitap
- the Holy Bible, the Bible
- kutsal bağlaşma
- holy alliance
- kutsal bir biçimde
- blessedly
- kutsal bir biçimde
- divinely
- kutsal bir yere koyma
- shrining
- kutsal bir yere koymak
- inshrine
- kutsal bir yere koymak
- enshrining
- kutsal bir yere koymak
- enshrinement
- kutsal bir yere koymak
- enshrine
- kutsal bir yere koyulmuş
- shrined
- kutsal diyar
- holy land
- kutsal ekmak kutusu
- (kilise) pyx
- kutsal ekmek kutusu (kilise)
- pyx
- kutsal emanet odası
- feretory
- kutsal emanet sandığı
- feretory
- kutsal emanetlerin saklandığı sandık
- reliquary
- kutsal emanetlerın saklandığı yer
- shrine
- kutsal eşyalara duyulan korku
- (Pisikoloji, Ruhbilim) hagiophobia
- kutsal eşyaları satma
- simony
- kutsal görev
- sacred duty
- kutsal görev
- religion
- kutsal görevler
- sanctities
- kutsal gün
- holy day
- kutsal günde çalışan kimse
- Sabbathbreaker
- kutsal günde çalışmayan kimse
- sabbathkeeper
- kutsal hak
- divine right
- kutsal hastalık
- (Pisikoloji, Ruhbilim) sacred disease
- kutsal hazineler
- enshrined treasures
- kutsal hazineler
- holy treasures
- kutsal hazineler
- sacred treasures
- kutsal ibis
- (Tabiat Doğa) (kuş, Fam: aynakgiller,kaşıkçıkuşugiller) [syn.: kutsal ibis / aynak, yılancıl] sacred ibis
- kutsal inek
- (Konuşma Dili) a sacred cow
- kutsal kabul edilmiş
- shrined
- kutsal kabul etme
- shrining
- kutsal kabul etmek
- enshrine
- kutsal kitaba ait
- scriptural
- kutsal kitaba girmemiş yazı
- Apocrypha
- kutsal kitaba göre
- scriptural
- kutsal kitabın orjinalı
- codex
- kutsal kitap kağıdı
- (Matbaacılık, Basımcılık) bible paper
- kutsal kitap yorumu
- exegesis
- kutsal kitaplar
- canon
- kutsal kitaplara ilişkin
- scripturally
- kutsal kitapta geçen
- canonical
- kutsal kişi
- sadhu
- kutsal müzik yapıtı
- oratorio
- kutsal olma
- godhood
- kutsal olmayan
- unhallowed
- kutsal olmayan
- unholy
- kutsal olmayan
- noncelestial
- kutsal perşembe
- holy thursday
- kutsal saymak
- venerate
- kutsal saymak
- bless
- kutsal saymak
- hallow
- kutsal saymamak
- desecrate
- kutsal saymayan
- desecrator
- kutsal su
- chrism
- kutsal su kabı
- aspergill
- kutsal su kabı
- sprinkler
- kutsal su kabı
- stoup
- kutsal su kabı
- aspergillum
- kutsal su serpme
- aspersion
- kutsal varlık
- sacrament
- kutsal ve dünyevi
- (Pisikoloji, Ruhbilim) sacred vs. profane
- kutsal vücut yağı
- chrism
- kutsal yağ
- unction
The priest administered Extreme Unction.
- Rahip kutsal yağ sürme ayinini yönetti.
- kutsal yağ sürmek
- (vaftiz vb.) anoint
- kutsal yağ şişesi
- ampulla
- kutsal yer
- bethel
- kutsal yer
- sanctum
- kutsal yer
- sanctuary, sanctum
- kutsal yer
- holy
- kutsal ölüler diyarı
- Abraham's bosom
- kutsal üçleme
- the eternal triangle
- kutsal şehir
- Holy City
- kutsal şey
- halidom
- kutsal şey
- halidome
- kutsal şeye saygısız
- sacrilegious
- kutsal şeye saygısızlık
- profanation
- kutsal şeye saygısızlık
- sacrilege
- kutsal şeye saygısızlık
- desecration
- kutsal şeye saygısızlık
- profanity
- kutsal şeylerin saklandığı oda
- sacristy
- kutsal şeylerle ilgili
- sacral
- kutlu, kutsal
- holy, holy
- ağza alınmaz (kutsal)
- ineffable
- çok kutsal; pek kutsı
- sacrosanct; many Kuts
- baba oğul ve kutsal ruh
- the eternal triangle
- cumartesi veya pazarı kutsal saymayan
- antisabbatarian
- en kutsal yer
- sanctum sanctorum
- en kutsal yer
- the holy of holies
- eski mısırda kutsal böcek
- scarab
- kısmen kutsal
- semisacred
- vâdedilmiş kutsal toprak hakkı
- (incil) heritage
- zerdüşt kutsal kitabı
- zend avesta
- çok kutsal
- sacrosanct
- ölmekte olanın vücuduna kutsal yağ sürme ayini
- extreme unction