Lincoln was glad the celebrations were over.
- Lincoln kutlamaların bittiğine memnundu.
We should have a celebration, Tom.
- Kutlama yapmalıyız, Tom.
They held a congratulatory banquet.
- Onlar bir kutlama ziyafeti düzenledi.
Jews don't celebrate the holocaust, they commemorate it.
- Yahudiler soykırımı kutlamazlar, onu anarlar.
Tom congratulated Mary on her graduation.
- Tom Mary'nin mezuniyetini kutladı.
Tom congratulated Mary for her driving test.
- Tom Mary'yi sürüş testi için kutladı.
We celebrate Christmas every year.
- Biz her yıl Noel'i kutlarız.
The contract is in the bag, so let's go out and celebrate.
- Sözleşme çantada, öyleyse kutlamak için dışarı çıkalım.
Tom and Mary celebrated their success.
- Tom ve Mary onların başarısı kutladı.
My friends celebrated my birthday.
- Arkadaşlarım benim doğum günümü kutladılar.