kus kus

listen to the pronunciation of kus kus
Turkish - English
puke puke
kuskus
(Gıda) pasta in equal size granules
Kuskus
cous
kuskus
kouskous
kuskus
kuskus
kuskus
couscous
Turkish - Turkish

Definition of kus kus in Turkish Turkish dictionary

KUS'UL
(Osmanlı Dönemi) Kurt eniği
KUS'UL
(Osmanlı Dönemi) Yaramaz, leim, lânet edilen kimse
KUSKUS
(Osmanlı Dönemi) (KUSKUSA) (C: Kusâs) Kaba, kısa boylu erkek
KÛS
(Osmanlı Dönemi) f. Kös. Eskiden muharebelerde deve veya araba üstünde taşınarak çalınan büyük davul
MA'KUS
(Osmanlı Dönemi) (E) Tersine dönmüş, aksetmiş, başaşağı çevrilmiş, zıddı
MA'KUS
(Osmanlı Dönemi) Uğursuz
kuskus
Ufak ve yuvarlak taneler biçiminde kurutulmuş hamur
kuskus
Un, süt, yumurta, bulgur ile yapılan ufak ve yuvarlak taneler biçiminde kurutulmuş hamur
kuskus
Avustralya ve Yeni Gine'de yaşayan keseli bir hayvan
English - Turkish

Definition of kus kus in English Turkish dictionary

kuskus
kuskus
kus kus
Favorites