kurumu

listen to the pronunciation of kurumu
Turkish - English
drying
The removal of moisture from the resin pellets by exposure to certain time and temperature All Hydroscopic Material must be dried prior to molding
The use of drying agent to remove moisture from a stream of oil or gas In certain product pipelines great effort is made to remove all the water vapor before putting the line into service To accomplish this, desiccant-dried air or an inert gas is pumped through is pumped through the line to absorb the moisture that may be present even in the ambient air in the line
present participle of dry
Having the quality of rapidly becoming dry
The process of reducing the moisture content in the grain
- Bay, marjoram, mint, oregano, rosemary, sage, and thyme retain much of their aromatic quality when dried Chives will not retain their flavor particularly well Chervil may be dried but is much better used fresh You can dry your own store-bought or garden-grown herbs in a dry, well-ventilated space away from direct sunlight or a heat source
The process of change of a coating from the liquid to the solid state by evaporation of solvent, chemical reaction of the binding medium, or a combination of these processes When drying takes place during exposure to air at normal temperatures, it is called 'air-drying'; if it can be accelerated by the application of a moderate degree of heat it is called 'Force-drying' (or Low-bake), as distinct from High-bake Alternate Term(s): Binder, Air-drying, Force-drying, Stoving, Low-bake, High-bake
Adapted or tending to exhaust moisture; as, a drying wind or day; a drying room
The process of drying lumber and other wood products in a closed chamber in which the temperature and relative humidity of the circulated air can be controlled
Removal of water from manure, making it more solid
A process in which a set solid is heated or contacted with a hot gas stream, causing some or all of the liquid wetting the solid to evaporate The vapor and the gas it evaporates into emerge as one outlet stream , and the solid and remaining residual liquid emerge as a second outlet stream
{i} becoming dry, desiccation; making dry
A film-processing step of removing water from photographic material
Removing of water (90-95%) or organic solvent from a material, by exposure to air, heating, or adding a chemical drying agent
(verb) Any action that removes water from a substance This could involve heating a solid in an oven at a temperature above 100° C, or rinsing a solid with ethanol to remove the water, or adding a dehydrating agent, such as NaSO4, to an organic liquid to remove the water
phase during which volatile components such as solvents evaporate from the coating film and polymers start to react, forming a hard solid crosslinked film It can take place at room temperature, with hot air (30 to 60° C), with UV lamps or with IR rays (see also DRYING TIME)
kurum
institution

We don't need a formal institution for preserving peace. - Barışı korumak için resmi bir kuruma ihtiyacımız yok.

The institution advertised on TV for volunteers. - Kurum gönüllüler için televizyonda ilan verdi.

kurum
{i} Foundation
kurum
{i} corporation
kurum
{i} establishment
kurumu yok edecek (karar)
suicidal
hayır kurumu
charity

Tom donates half his salary to his favorite charity. - Tom maaşının yarısını sevdiği hayır kurumuna bağışlıyor.

Tom anonymously donated a million dollars to his favorite charity. - Tom isimsiz bir şekilde sevdiği hayır kurumuna bir milyon dolar yardımda bulundu.

kurum
{i} vanity
kurum
{i} shop

I bought it at a thrift shop. - Ben bunu bir hayır kurumu mağazasından aldım.

devlet kurumu
(Eğitim) public institution
finansman kurumu
(Ticaret) company
kamu kurumu
(Ticaret) public establishment
kamu kurumu
(Kanun) public institution
kamu kurumu
(Ticaret) public institute
kurum
(Politika, Siyaset) competent authority
kurum
(Ticaret) concern
kurum
snootiness
kurum
arrogance
kurum
pomposity
kurum
(Politika, Siyaset,Ticaret) body
kurum
(Ticaret) house

The Royal House is an ancient institution. - Royal House eski bir kurumdur.

kurum
council
kurum
self-importance
kurum
side
kurum
(Politika, Siyaset) agency

Finding a job can be difficult without the help of an employment agency. - Bir iş bulmak, bir iş bulma kurumu olmadan zor olabilir.

kurum
pretension
ordu yardımlaşma kurumu
armed forces pension fund
pazarlama kurumu
(Ticaret) marketing association
ulusal bilim kurumu
(Bilgisayar) national science foundation
kurum
soot

His face was full of soot. - Onun yüzü kurumla doluydu.

You can see from the soot on the walls that the fire reached this floor as well. - Yangının bu kata da ulaştığını duvardaki kurumdan görebilirsiniz.

kurum
conceit
kurum
society
kurum
association
baca kurumu
chimney institution
endüstri kurumu
industry organization
kamu kurumu
Public office
ordu yardımlaşma kurumu
Army mutual help society
sosyal sigartalar kurumu
institution of social sigartalar
türk hava kurumu
Turkish Aeronautical Association
yardım kurumu
charity, charitable institution
yardımlaşma kurumu
aid agency
çocuk esirgeme kurumu
Society for the Protection of Children
öğretim kurumu
academic institutions
Et ve Balık Kurumu
State Corporation for the Production and Distribution of Meat and Fish Products
Rekabet Kurumu
(Hukuk) Competition Board, Competition Authority
Sosyal Sigortalar Kurumu
(Hukuk) Social Insurance Institution
Türk Atom Enerjisi Kurumu
(Hukuk) Turkish Atomic Energy Authority
Türk Dil Kurumu
the Turkish Language Association, the Turkish Linguistic Society
Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu
(Hukuk) (TÜBİTAK) Scientific and Technical Research Council of Turkey
Uluslar Arası Atom Enerjisi Kurumu (UN)
(Askeri) International Atomic Energy Agency (UN)
alman planör kurumu
(Askeri) german glider institute
bilim kurumu
scientific institution
devlet kurumu
body politic
emniyet kurumu
(Askeri) security agency
hayır kurumu
benevolent society
hayır kurumu
confraternity
hayır kurumu
charity, charitable institution
hazine kurumu avukatı
(Politika, Siyaset) crown solicitor
hizmet kurumu
service society
iskonto kurumu
discount company
iskonto kurumu
discount house
iskonto kurumu
discount shop
iskonto kurumu
discount corporation
iş bulma kurumu
employment agency
iş ve işçi bulma kurumu
employment exchange
iş ve işçi bulma kurumu
employment agency, labour exchange, jobcentre
iş ve işçi bulma kurumu
(ıng.) labor exchange
kitle iletişim kurumu
(Turizm) mass communication institution
kredi kurumu
lending society
kredi kurumu
(Ticaret) credit agency
kurum
smut
kurum
(Hukuk) agency, authority, body, institution, foundation, establishment
kurum
swagger
kurum
haughtiness
kurum
airs
kurum
institute

The education in that institute is simply pathetic. - O kurumdaki eğitim tek kelimeyle içler acısı.

kurum
pose
kurum
pose, conceit, self-importance, arrogance
kurum
shebang
menkul değer aracı kurumu
(Ticaret) security brokerage
meslek sigortası kurumu
occupational pension board
mevduat kurumu sermayesi
(Ticaret) depository institution capital
microcosm kurumu
(Bilgisayar) microcosm setup
sanayi kurumu
industrial organization
sigorta kurumu
insurance bank
tasarruf kurumu
(Ticaret) thrift institution
yardım kurumu için satış yapılan pazar
kermess
yardım kurumu için satış yapılan pazar
kermis
yüksek seçim kurumu
high council for elections
çocuk Esirgeme Kurumu Society
for the Protection of Children
İş ve İşçi Bulma Kurumu
(Hukuk) Worker Placement Agency
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) CÜFAF
türk hava kurumu
Türk Hava Kurumu, Türkiye’de havacılık sanayisini kurmak; askeri, sivil, sportif ve turistik havacılığın gelişmesini sağlamak için 16 Şubat 1925’te Atatürk’ün emri ile kurulmuş bir dernektir. Kurulduğunda Türk Tayyare Cemiyeti adını taşımaktaydı; 1935 yılında Türk Hava Kurumu (THK) adını aldı
çocuk esirgeme kurumu
Türkiye'de yoksul ve korunmaya muhtaç çocuklara ve ailelere bakım, eğitim, sağlık, kültür hizmetlerini sistemli bir biçimde sunmak için oluşturulmuş bir kurumdur. 1921'de bir dernek olarak kurulmuş, 1980 yılında dernek statüsünden çıkarak "devlet kurumu" haline gelmiştir
KURUM
(Osmanlı Dönemi) (Karm. C.) Değerli insanlar. Kıymetli ve değeri büyük kişiler
Kurum
(Osmanlı Dönemi) MÜESSESE
Kurum
is
kamu kurumu
Belirli kamu hizmetlerini yerine getirmek amacıyla oluşturulan kamu tüzel kişisi
kurum
Ocak bacalarında biriken veya çevrede savrulan kalın is: "Vapur dumanı ve baca kurumuyla kapkara olan saçlarımla yastığı kirletmek istemiyordum."- Halikarnas Balıkçısı
kurum
Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, tekebbür, azamet: "Sokakta bir sadrazam kurumu ile yürür."- H. E. Adıvar
kurum
Ocak bacalarında biriken veya çevrede savrulan kalın is
kurum
Ocak bacalarında birikrn veya çevrede savrulan kalın sis
kurum
Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, tekebbür, azamet
kurum
Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi insanlar tarafından oluşturulan şey, müessese
kurum
Kuruluş, müessese, tesis
English - Turkish

Definition of kurumu in English Turkish dictionary

adlı tıp kurumu
Council of forensic medicine
kurumu
Favorites