kurum (ı)

listen to the pronunciation of kurum (ı)
Turkish - English

Definition of kurum (ı) in Turkish English dictionary

kurum
institution

We don't need a formal institution for preserving peace. - Barışı korumak için resmi bir kuruma ihtiyacımız yok.

Institutionalised racism is a significant problem within the police force. - Kurumsallaşmış ırkçılık polis gücü içinde önemli bir sorun.

kurum
foundation
kurum
establishment
kurum
corporation
kurum içi
(Ticaret) in-house
komisyoncu kurum
(Ticaret) commission house
kurum
(Politika, Siyaset) competent authority
kurum
(Ticaret) concern
kurum
snootiness
kurum
arrogance
kurum
pomposity
kurum
(Politika, Siyaset,Ticaret) body
kurum
(Ticaret) house

The Royal House is an ancient institution. - Royal House eski bir kurumdur.

kurum
council
kurum
self-importance
kurum
side
kurum
(Politika, Siyaset) agency

Finding a job can be difficult without the help of an employment agency. - Bir iş bulmak, bir iş bulma kurumu olmadan zor olabilir.

kurum
pretension
kurum haline getirmek
institutionalize
kurum idaresi
housekeeping
kurum imajı
corporate image
kurum kimliği
corporate identity
kurum satmak
show off
kurum satmak
put on airs
kurum satmak
swagger
kurum satmak
swank
kurum tanesi
smut
resmi kurum
(Kanun) public enterprise
resmi kurum
government agency
sosyal kurum
social institution
yetkili kurum
authorized body
yetkili kurum
(Ticaret) authorized organization
kurum üfleyici
(Mühendislik) sootblower
askeri kurum
exempted station
avam kamarasından istifalara bakan kurum
Chiltern Hundreds
dini kurum başkanı
provost
duman veya kurum dolu
fuliginous
eleştirilemez kurum
sacred cow
kurum
smut
kurum
(Hukuk) agency, authority, body, institution, foundation, establishment
kurum
swagger
kurum
conceit
kurum
haughtiness
kurum
soot

His face was full of soot. - Onun yüzü kurumla doluydu.

Eva climbed the stairs to Romer's office, trying to analyse the complex smell in the stairwell - a cross between mushrooms and soot, ancient stour and mildew, she decided. - Eva, Romer'in ofisine çıkan merdivenlere tırmandı, merdiven boşluğundaki karmaşık kokuyu analiz etmeye çalıştı - mantar ve kurum, eski birikmiş toz ve küf arasında bir karışım olduğuna karar verdi.

kurum
airs
kurum
institute

The education in that institute is simply pathetic. - O kurumdaki eğitim tek kelimeyle içler acısı.

kurum
pose
kurum
vanity
kurum
shop

I bought it at a thrift shop. - Ben bunu bir hayır kurumu mağazasından aldım.

kurum
pose, conceit, self-importance, arrogance
kurum ateşine direnç
sootfire resistance
kurum binası
institution
kurum bulaştırmak
soot
kurum ekibi
(Ticaret) institutional team
kurum filtresi
soot filter
kurum içi eğitim kursu
(Askeri) in-company training course
kurum içi test
(Ticaret) in-house testing
kurum kazancı
(Ticaret) profit of company
kurum konsey kararı
(Hukuk) association council decision
kurum kurum kurulmak
to be stuck-up
kurum kurum kurulmak
to be exceedingly stuck-up
kurum müdürü
(Ticaret) company manager
kurum oluşumu
soot formation
kurum satmak
to put on airs, to swagger, to swank, to show off
kurum satmak
to put on airs; to show off
kurum temizleme firçası
flue brush
kurum temizleme fırçası
(İnşaat) flue brush
kurum toplayıcı
soot collector
kurum tutucu
(İnşaat) flue dust catcher
kurum tutucu
soot catcher, soot arrester
kurum türleri
types of institutions
kurum ve kuruluş
agency and institute
kurum vuruntusu
(Otomotiv) carbon knock
kurum üfleme
soot blowing
kurum üfleme valfi
soot blower
tesis etme kurum
(dernek) tablishment
Turkish - Turkish

Definition of kurum (ı) in Turkish Turkish dictionary

KURUM
(Osmanlı Dönemi) (Karm. C.) Değerli insanlar. Kıymetli ve değeri büyük kişiler
Kurum (I)
müessese
kurum
Ocak bacalarında biriken veya çevrede savrulan kalın is: "Vapur dumanı ve baca kurumuyla kapkara olan saçlarımla yastığı kirletmek istemiyordum."- Halikarnas Balıkçısı
kurum
Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, tekebbür, azamet: "Sokakta bir sadrazam kurumu ile yürür."- H. E. Adıvar
kurum
Ocak bacalarında biriken veya çevrede savrulan kalın is
kurum
Ocak bacalarında birikrn veya çevrede savrulan kalın sis
kurum
Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, tekebbür, azamet
kurum
Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi insanlar tarafından oluşturulan şey, müessese
kurum
Kuruluş, müessese, tesis
kurum (ı)
Favorites