There wasn't a single survivor.
- Tek bir kurtulan yoktu.
Tom was the only survivor of the crash.
- Tom kazadan tek kurtulandı.
Tom got rid of his old books.
- Tom eski kitaplarından kurtuldu.
Tom got rid of his old car.
- Tom eski arabasından kurtuldu.
I will have to get rid of this worn-out carpet.
- Ben bu yıpranmış halıdan kurtulmak zorunda kalacağım
It is not easy to get rid of a bad habit.
- Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak kolay değildir.
It took me three weeks to get over the flu.
- Gripten kurtulmam tam üç hafta sürdü.
It takes time to get over a divorce.
- Bir boşanmanın etkisinden kurtulmak zaman alır.
How will you dispose of this problem?
- Bu sorundan nasıl kurtulacaksın?
Tom managed to elude capture.
- Tom yakalanmaktan kurtulmayı başardı.