Definition of kurtarma in Turkish English dictionary
- recovery
Recall the filename before you try to perform file recovery.
- Dosya kurtarmaya çalışmadan önce dosya adını hatırlayın.
- saving
You need to work on saving your marriage.
- Evliliğini kurtarmak adına çaba sarfetmen gerek.
You need to work on saving your marriage.
- Evliliğini kurtarmak için uğraşmalısın.
- save
Someone needs to save him, or he'll drown.
- Birisi onu kurtarmalı, ya da o boğulacak.
Tom died trying to save a child from a burning building.
- Tom yanan bir binadan bir çocuğu kurtarmaya çalışırken öldü.
- salvation
- redemption
- salvage
- rescue
Search and rescue operations began immediately.
- Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.
The rescue workers are going to hand out supplies to the victims of the earthquake.
- Kurtarma ekipleri depremin kurbanlarına malzeme dağıtacak.
- extrication
- wrecking
- liberation
- sea rescue
- rescue, recovery, deliverance
- relief
- deliverance
- retrieval
- release
It's impossible to release his foot from the trap.
- Onun ayağını tuzaktan kurtarmak imkansız.
- riddance
- disembarrassment
- kurtarmak
- {f} rescue
He did his best to rescue her.
- Onu kurtarmak için elinden geleni yaptı.
They hurried to their father's rescue.
- Babalarını kurtarmak için acele ettiler.
- kurtarmak
- {f} recover
I want to recover my valuables.
- Ben değerli eşyalarımı kurtarmak istiyorum.
US Marshal Tom Jackson is determined to recover the fugitive.
- Kaçağı kurtarmak için US Marshal Tom Jackson belirlenir.
- kurtarmak
- save
Bill dove into the river to save the drowning child.
- Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.
Tom did everything within his power to save the children that were trapped in the burning building.
- Tom yanan binada sıkışmış çocukları kurtarmak için gücü dahilinde her şeyi yaptı.
- kurtarma kazısı
- rescue excavation
- kurtarma aracı
- breakdown truck
- kurtarma aracı
- towing truck
- kurtarma aracı
- breakdown van
- kurtarma aracı
- (Askeri) recovery vehicle
- kurtarma aracı
- salvage crane
- kurtarma aracı
- tow truck
- kurtarma aracı
- crash truck
- kurtarma bölgesi; sıfıra dönüş S
- (Askeri) recovery zone; return-to-zero
- kurtarma dosyası
- recovery file
- kurtarma dökümü
- rescue dump
- kurtarma ekibi
- rescue party
- kurtarma ekibi
- wrecking crew
- kurtarma gemisi
- salvor
- kurtarma gemisi
- naut . rescue vessel
- kurtarma gemisi
- salvage vessel
- kurtarma hatası
- recovery error
- kurtarma helikopteri
- rescue helicopter
- kurtarma ipi
- grabline
- kurtarma kamyonu
- salvage lorry
- kurtarma kapsülü
- rescue capsule
- kurtarma koordinasyon timi (Dnz.)
- (Askeri) rescue coordination team (Navy)
- kurtarma kütüğü
- recovery file
- kurtarma muharebe hava devriyesi
- (Askeri) rescue combat air patrol
- kurtarma operasyonu
- rescue operation
- kurtarma refakatçisi
- (Askeri) rescue escort
- kurtarma servisi
- wrecking service
- kurtarma tekniği
- recovery technique
- kurtarma ve yardım
- law salvage
- kurtarma yardım, emniyet ve hareket sistemleri
- (Askeri) recovery assistance, securing, and traversing systems
- kurtarma yordamı
- recovery routine
- kurtarma çalışmaları
- salvage work
- kurtarmak
- {f} free
The little boy struggled to free himself from the policeman.
- Küçük oğlan kendini polis memurundan kurtarmak için uğraştı.
Tom struggled to free himself.
- Tom kendini kurtarmak için mücadele etti.
- kurtarmak
- rid of
- kurtarmak
- salvage
- kurtarmak
- (deyim) break out of
- kurtarmak
- escape
- arıza kurtarma
- fail soft
- hayat kurtarma
- rescue
- kurtarmak
- relieve
- kurtarmak
- reclaim
- kurtarmak
- relieve of
- kurtarmak
- liberate
- kurtarmak
- pull through
- kurtarmak
- {f} deliver
- kurtarmak
- {f} extricate
- kurtarmak
- {f} rid
- hayat kurtarma
- life saving
- kurtarmak
- deliver from
- kurtarmak
- get somebody off
- kurtarmak
- (deyim) break out
- kurtarmak
- tubercle
- kurtarmak
- disentangle from
- kurtarmak
- release
It's impossible to release his foot from the trap.
- Onun ayağını tuzaktan kurtarmak imkansız.
- kurtarmak
- disenthrall
- kurtarmak
- unfetter
- kurtarmak
- emancipate from
- kurtarmak
- retrieve
- kurtarmak
- bring somebody through
- kurtarmak
- retrieve from
- kurtarmak
- get somebody out of a jam
- kurtarmak
- spare
- kurtarmak
- get
- kurtarmak
- keep from
- kurtarmak
- tear away
- kurtar
- rid
I must rid my kitchen of cockroaches.
- Mutfağımı hamamböceklerinden kurtarmalıyım.
I'm trying to rid myself of this bad habit.
- Kendimi bu kötü alışkanlıktan kurtarmaya çalışıyorum.
- kurtar
- redeem
He has no redeeming traits.
- Onun kurtarıcı özelliği yok.
- kurtar
- {f} rescued
They rescued him from danger.
- Onlar onu tehlikeden kurtardılar.
They were rescued by helicopter.
- Onlar helikopter tarafından kurtarıldılar.
- kurtar
- relieve of
- kurtar
- {f} rescue
Tom rescued the dog from being eaten by the hungry soldiers.
- Tom, köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı.
The rescue workers are going to hand out supplies to the victims of the earthquake.
- Kurtarma ekipleri depremin kurbanlarına malzeme dağıtacak.
- kurtar
- extricate
The man extricated Ellie from a dangerous situation.
- Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
- kurtar
- {f} salvage
This table is made out of salvaged wood.
- Bu masa kurtarılmış ahşaptan yapılır.
Let's salvage what we can.
- Hadi ne kurtarabilirsek kurtaralım.
- kurtar
- {f} extricated
The man extricated Ellie from a dangerous situation.
- Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
- kurtarmak
- get sb off
- kurtarmak
- purge
- kurtarmak
- emancipate
- kurtar
- rid of
- kurtar
- recover
The police recovered the stolen jewelry.
- Polisler çalınan mücevheri kurtardı.
The police recovered the stolen money.
- Polis çalınan parayı kurtardı.
- kurtarmak
- bust someone out
I will bust you out of prison - seni hapisten kurtaracağım.
- Acil Durum Cevap ve Kurtarma Dairesi
- (Askeri) Emergency Response and Recovery Office
- Deniz Nakliye Hazırlık Programı; deniz nakliye ihtiyat programı; deniz kurtarma
- (Askeri) Sealift Readiness Program; sealift reserve program; seaward recovery point; Single Integrated Operational Plan (SIOP) reconnaissance plan
- Hava Kuvvetleri kurtarma koordinasyon merkezi
- (Askeri) Air Force rescue coordination center
- Her Bölgede Yardım ve Kurtarma İşbirliği
- (Askeri) Cooperative for Assistance and Relief Everywhere
- Müşterek Kurmay Başkanları Kurtarma Alarm Ağı
- (Askeri) Joint Chiefs of Staff Alerting Network
- Ulusar Arası Kızıl Haç; Uluslar Arası Kurtarma Komitesi
- (Askeri) International Red Cross; International Rescue Committee
- Uluslar Arası Denizcilik Teşkilatı (IMO) arama ve kurtarma elkitabı
- (Askeri) International Maritime Organization (IMO) search and rescue manual
- acil durum araştırma ve kurtarma biykını
- (Askeri) emergency locator beacon
- acil kurtarma diski
- emergency repair disk
- alarm bildirimi; arama kurtarma alarm bildirimi
- (Askeri) alert notice; search and rescue alert notice
- arama ve kurtarma
- search and rescue
- arama ve kurtarma birimler arası komitesi
- (Askeri) interagency committee on search and rescue
- arama ve kurtarma birliği
- (Askeri) search and rescue unit
- arama ve kurtarma birliği (SRU) hatası
- (Askeri) search and rescue unit (SRU) error
- arama ve kurtarma birliği kara hızı; bölge unsuru; volt
- (Askeri) search and rescue unit ground speed; sector pattern; volt
- arama ve kurtarma bölgesi
- (Askeri) search and rescue region
- arama ve kurtarma durum özet raporu
- (Askeri) search and rescue situation summary report
- arama ve kurtarma görev koordinatörü
- (Askeri) search and rescue mission coordinator
- arama ve kurtarma görev kuvveti
- (Askeri) search and recovery task force
- arama ve kurtarma görev kuvveti
- (Askeri) search and rescue task force
- arama ve kurtarma görevi bilgi subayı
- (Askeri) search and rescue (SAR) mission information officer
- arama ve kurtarma görevi koordinatörü; sistem mastır kataloğu
- (Askeri) search and rescue (SAR) mission coordinator; system master catalog
- arama ve kurtarma mıntıkası
- (Askeri) search and rescue sector
- arama ve kurtarma talebi
- (Askeri) search and rescue request
- arama ve kurtarma telefonu (özel imdat hattı)
- (Askeri) search and rescue (SAR) telephone (private hotline)
- arama ve kurtarma temas noktası; uzay komutanlığı harekat merkezi; Uzay Harekat
- (Askeri) search and rescue (SAR) points of contact; space command operations center; Space Operations Center (USSPACECOM)
- arama ve kurtarma uydu yardımıyla takip
- (Askeri) search and rescue satellite-aided tracking
- arama ve kurtarma vukuat raporu
- (Askeri) search and rescue incident report
- arama ve kurtarma yönetim bilgi sistemi
- (Askeri) search and rescue management information system
- arama-kurtarma hizmetleri
- (Hukuk) search and rescue services
- borçtan kurtarma
- redemption
- dağ kurtarma birliği
- (Askeri) mountain rescue unit
- dağıtım birliği; kurtarma birliği
- (Askeri) release unit; rescue unit
- deniz akıntısı; arama ve kurtarma (SAR) koordinatörü
- (Askeri) sea current; search and rescue (SAR) coordinator; station clock
- deniz kurtarma
- sea rescue
- devre anahtarı seçim hattı; muharebe arama / kurtarma tespit cihazı
- (Askeri) circuit switch select line; combat survivor evader locator
- dosya kurtarma
- file recovery
- fırlatma ve kurtarma bölgesi
- (Askeri) launch and recovery site
- gerekli yol aralığı sayısı; arama ve kurtarma birliklerinin sayısı (SRUs)
- (Askeri) number of required track spacings; number of search and rescue units (SRUs)
- güç durumdan kurtarma
- (Hukuk) disentangling
- hafif hava indirme kurtarma sistemi
- (Askeri) lightweight airborne recovery system
- hava kurtarma (servisi) hizmeti
- (Askeri) air rescue service
- hayatı idame, kaçma, direnme, kurtulma ve kurtarma
- (Askeri) survival, evasion, resistance, escape, recovery
- kaçma ve kurtarma
- (Askeri) evasion and recovery
- kaçma ve kurtarma ilave veri raporu
- (Askeri) evasion and recovery supplemental data report
- konvansiyonel olmayan destekli kurtarma
- (Askeri) unconventional assisted recovery
- konvansiyonel olmayan destekli kurtarma koordinasyon merkezi
- (Askeri) unconventional assisted recovery coordination center
- konvansiyonel olmayan destekli kurtarma mekanizması
- (Askeri) unconventional assisted recovery mechanism
- kurtar
- relieveof
- kurtar
- disembarrass
- kurtar
- disencumber
- kurtar
- ridof
- kurtarmak
- to redeem (something pawned)
- kurtarmak
- disembarrass
- kurtarmak
- absolve
- kurtarmak
- bail
- kurtarmak
- disabuse
- kurtarmak
- bring off
- kurtarmak
- to save; to rescue, to deliver; to redeem (sth pawned); to bring sb through; to get sb off; (fiyat) to be acceptable
- kurtarmak
- set free
- kurtarmak
- (for a price) to be enough to satisfy the seller
- kurtarmak
- clear
- kurtarmak
- disengage
- kurtarmak
- to recover (one's losses in a game)
- kurtarmak
- disembody
- kurtarmak
- clean up
- kurtarmak
- help
I want to help Native Americans to save their languages from extinction.
- Onların dillerini yok olmaktan kurtarmak için yerli Amerikalılara yardım etmek istiyorum.
Tom risked his own life to help Mary.
- Tom, Mary'yi kurtarmak için kendi hayatını riske attı.
- kurtarmak
- bail out
- kurtarmak
- bring through
- kurtarmak
- redeem
- kurtarmak
- disabuse of
- kurtarmak
- get smb. out of a jam
- kurtarmak
- to save, rescue
- kurtarmak
- salve
- kurtarmak
- worry smb. out of smth
- kırmızı istasyon saati; kurtarma alt merkezi
- (Askeri) red station clock; rescue sub-center
- kırım kurtarma aracı
- (Askeri) wrecker vehicle
- kıyı kurtarma
- (Askeri) coastal aids
- milli arama ve kurtarma (SAR) talimnamesi
- (Askeri) national search and rescue (SAR) manual
- milli arama ve kurtarma planı
- (Askeri) national search and rescue plan
- muharebe arama ve kurtarma
- (Askeri) combat search and rescue
- muharebe arama ve kurtarma görev kuvveti
- (Askeri) combat search and rescue task force
- muharebe arama ve kurtarma görev unsuru
- (Askeri) combat search and rescue task element
- müşterek arama ve kurtarma merkezi; müşterek alt bölge komutanlığı (NATO)
- (Askeri) joint search and rescue center; joint subregional command (NATO)
- müşterek muharebe arama ve kurtarma
- (Askeri) joint combat search and rescue
- namusu kurtarma
- whitewash
- otomatik karşılıklı yardım gemi kurtarma sistemi
- (Askeri) automated mutual-assistance vessel rescue system
- paraşütlü kurtarma timi
- (Askeri) pararescue team
- paçayı zor kurtarma
- close shave
- rehine kurtarma takımı
- (Askeri) hostage rescue team
- seyyar dalış ve kurtarma birliği
- (Askeri) mobile diving and salvage unit
- sıkıntıdan kurtarma
- disembarrassment
- tank kurtarma aracı
- (Askeri) tank recovery vehicle
- uydu erişim talebi; arama ve kurtarma; özel erişim ihtiyacı; suni açıklıklı (ant
- (Askeri) satellite access request; search and rescue; special access requirement; synthetic aperture radar
- uzak çoklayıcı birleştiricisi; kurtarma görev komutanı; Kurtarma Yönetim Komites
- (Askeri) remote multiplexer combiner; rescue mission commander; Resource Management Committee (CSIF); returned to military control
- uzun menzilli deniz kurtarma aracı; geri getirilebilir araç; değişebilir anahtar
- (Askeri) long-range seagoing rescue vessel; reentry vehicle; rekeying variable; rendezvous
- yakasını kurtarma
- walking ticket
- yakasını kurtarma
- walking papers
- yedek kurtarma üssü; baypas listesi alım tahsisi
- (Askeri) alternate recovery base; assign receive bypass lists
- yeniden tertiplenme koordinasyon merkezi; kurtarma koordinasyon merkezi
- (Askeri) relocation coordination center; rescue coordination center
- üs kurtarma kursu
- (Askeri) base recovery course