He fell a victim to his own ambition.
- Kendi hırsının kurbanı oldu.
These were victims of war, so to speak.
- Tabiri caizse, bunlar savaş kurbanlarıydı.
They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.
- Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler.
They killed a goat as a sacrifice to the gods.
- Onlar tanrılara kurban olarak bir keçi öldürdüler.
How many sacrificial lambs do we need to bring the rain back?
- Tekrar yağmur yağdırmak için kaç tane kurbanlık kuzuya ihtiyacımız var?
Predators always prey on unsuspecting victims.
- Avcılar her zaman masum kurbanları avlamaktadır.