They supplied the war victims with food.
- Savaş kurbanlarına yiyecek temin ettiler.
Thousands of people became victims of this disease.
- Binlerce mağdur bu hastalığa kurban edildi.
Your sacrifice was not in vain.
- Sizin kurban boşuna değildi.
They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.
- Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler.
How many sacrificial lambs do we need to bring the rain back?
- Tekrar yağmur yağdırmak için kaç tane kurbanlık kuzuya ihtiyacımız var?
Predators always prey on unsuspecting victims.
- Avcılar her zaman masum kurbanları avlamaktadır.
You don't have to be a victim.
- Bir kurban olmak zorunda değilsiniz.
You don't have to be a victim.
- Bir kurban olmak zorunda değilsiniz.
You don't have to be a victim.
- Bir kurban olmak zorunda değilsiniz.