Definition of kural in Turkish English dictionary
- rule
We should observe our traffic rules.
- Trafik kurallarına uymalıyız.
Please obey the school rules.
- Lütfen okul kurallarına uy.
- rule; regulation
- statute
- (Politika, Siyaset) basis
Greetings are the basis of good manners.
- Selamlar, görgü kurallarının temelidir.
- fundamental
- regular
Turkish is a very regular and logical language.
- Türkçe çok kurallı ve mantığa uygun bir dil.
- base
- (Ticaret) procedure
- (Politika, Siyaset) guidelines
What you're wearing on your feet don't meet safety guidelines.
- Ayaklarına giydiğin şey güvenlik kurallarına uymuyor.
We have very strict guidelines here.
- Burada çok katı kurallarımız var.
- rubric
- (Bilgisayar) guideline
What you're wearing on your feet don't meet safety guidelines.
- Ayaklarına giydiğin şey güvenlik kurallarına uymuyor.
We have very strict guidelines here.
- Burada çok katı kurallarımız var.
- (Kanun,Latin) lex
- (Ticaret) article
- formula
- ruler
- regulation
Those regulations all apply to everyone without a single exception.
- Bu kurallar bir tek istisna olmadan herkes için geçerlidir.
Your regulations don't apply to me.
- Senin kuralların benim için geçerli değil.
- rule kaide
- law
You should obey the traffic laws when you drive.
- Araba sürerken trafik kurallarına uymamız gerekiyor.
Everything is subject to the laws of nature.
- Her şey doğanın kurallarına tabidir.
- (Hukuk) basis, rule
- precept
Example is the best precept.
- Örnek en iyi kuraldır.
- code
The honor code was important.
- Ahlak kuralları önemliydi.
- disposition
- rule , convention
- constitution
- norm
This contradicts all norms and rules.
- Bu bütün normlara ve kurallara aykırıdır.
- order
- rule in
Can we apply this rule in this case?
- Bu durumda bu kuralı uygulayabilir miyiz?
I'm afraid that violates every rule in the book.
- Korkarım ki kitaptaki her kural ihlal edilmektedir.
- {i} canon
- ordonnance
- kural koymak
- to set up a rule
- kural dışı durum işleme
- exception-handling
- kural dışı durumlar
- (Bilgisayar) exceptions
- kural ekle
- (Bilgisayar) add rule
- kural koyma
- prescription
- kural koymak
- lay down
- kural koyucu
- prescriptive
- kural olarak
- in principle
- kural oluştur
- (Bilgisayar) create rule
- kural tanımaz
- noncompliant
- kural tanımazlık
- anarchism
- kural çiğneme
- transgression
- kural dışı
- exception
- kural çiğneme
- chewing rules
- kural adresi
- (Bilgisayar) rule address
- kural adresleri
- (Bilgisayar) rule addresses
- kural alır
- (Bilgisayar) imports rules
- kural açıklaması
- rule description
- kural dışı
- solecistic
- kural dışı durum ekle
- (Bilgisayar) add exception
- kural dışı işleyici
- exception handler
- kural dışılık işleme
- exception handling
- kural kopyalama yeri
- (Bilgisayar) copy rule to
- kural koşulu
- (Bilgisayar) rule condition
- kural sihirbazı
- (Bilgisayar) rules wizard
- kural sil
- (Bilgisayar) delete rule
- kural sıralaması
- (Dilbilim) ordering of rules
- kural tanımamak
- run riot
- kural tanımayan
- bohemian
- kural uygulanacak durumlar
- (Bilgisayar) apply rule if
- kural ve düzenlemeler
- (Ticaret) rules and regulations
- kural verir
- (Bilgisayar) exports rules
- kural yazımı
- (Dilbilim) rule writing
- kural yükseltmesi
- (Bilgisayar) rules upgrade
- kural çiğnemek
- violate a rule
- kurallar
- rules
Please obey the school rules.
- Lütfen okul kurallarına uy.
We should observe our traffic rules.
- Trafik kurallarına uymalıyız.
- gerekli kural
- (Ticaret) exclusive requirement
- kural koymak
- set up a rule
- kurallar
- do's and don'ts
- kurallar
- regulations
Those regulations all apply to everyone without a single exception.
- Bu kurallar bir tek istisna olmadan herkes için geçerlidir.
We must observe the traffic regulations.
- Trafik kurallarına uymalıyız.
- standart kural
- guideline
- yeni kural
- (Bilgisayar) new rule
- kurallar
- (Hukuk) norms, guidelines
- kurallar
- institutes
- yazılı kural
- written rules
- ana kural
- guiding rule
- bozucu kural
- (Dilbilim) bleeding rule
- bozucu kural sıralaması
- (Dilbilim) bleeding order
- buyruk kural
- (Hukuk) jus cogens
- emredici kural
- (Ticaret) mandatory regulation
- geleneksel kural
- traditional rule
- genel kural
- canon
- geçici kural
- provisional regulation
- ortama göre değişebilen kural
- ground rule
- sezgisel kural
- heuristic rule
- standart kural
- square
- toplumlar arası kural
- (Hukuk) inter-social norm
- çiğneyen (kural/yasa)
- infringer