kuraklık

listen to the pronunciation of kuraklık
Turkish - English
drought

Because of the drought, the grass has withered. - Kuraklıktan dolayı, çim soldu.

Many peasants died during the drought. - Birçok köylü kuraklık esnasında öldü.

aridness
dry

It rained yesterday after it had been dry for many months. - Aylarca süren kuraklıktan sonra dün yağmur yağdı.

It rained yesterday after it had been dry for a long time. - Uzun süren bir kuraklıktan sonra dün yağmur yağdı.

drought, aridity
dryness
droughts

During droughts, farmers are barely able to eke out a living. - Kuraklık sırasında, çiftçiler kıt kanaat zorlukla geçinebiliyorlar.

Ancient people thought that droughts and earthquakes meant that the gods were displeased. - Eski insanlar kuraklıkların ve depremlerin Tanrıların memnuniyetsizlikleri anlamına geldiklerini düşünürlerdi.

aridity
kuraklık bölgesi
dust bowl
Turkish - Turkish
Kurak olma durumu, kurak hava, yağışsızlık
kuraklık
Favorites