It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.
- İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.
Tom wanted a pencil with a softer lead.
- Tom daha yumuşak uçlu bir kurşun kalem istedi.
They decided to leave the bullet where it was.
- Onlar kurşunu olduğu yerde bırakmaya karar verdiler.
Doctors removed the bullet.
- Doktorlar kurşunu çıkardılar.
The public bought it hook, line and sinker, didn't they?
- Halk olta iğnesi, olta ve olta kurşunu aldı, değil mi?
The police officer wore a bulletproof vest.
- Polis memuru bir kurşun geçirmez yelek giydi.
This window is bulletproof.
- Bu cam kurşun geçirmez.
Lead poisoning endangers the health of millions of children around the world.
- Kurşun zehirlenmesi dünya genelinde milyonlarca çocuğun sağlığını tehlikeye atar.
Children are more at risk for lead poisoning.
- Çocuklar kurşun zehirlenmesi için daha fazla risk altındadır.