Turkish - English
Definition of kuluçka in Turkish English dictionary
- {i} brood
- (Biyoloji) incubation
- nest
- broody hen; incubation
- broody hen
- hen (who has chicks); hen bird (who has young)
- broody; brooding, setting (hen bird)
- (Askeri) hatch
- breeding
- hatchability
- kuluçka süresi
- sitting
- kuluçka devresi
- latent period
- kuluçka devri/dönemi incubation period
- (for eggs or a disease caused by a pathogen)
- kuluçka dönemi
- incubation
- kuluçka makinesi
- incubator
- kuluçka makinesi
- thermal breeder
- kuluçka makinesi
- hatcher
- kuluçka makinesi
- brooder
- kuluçka makinesi
- incubator, hatcher
- kuluçka olmak
- (for a hen bird) to be broody
- kuluçka olmak
- to be broody
- kuluçka süresi
- incubation period
- kuluçka tavuk
- clucking hen
- mikrop kuluçka devresi
- (Biyoloji) latent period
- dikey kuluçka
- (Denizbilim) vertical incubator
- seyrek kuluçka
- (Arılık) scattered brood
- suni kuluçka
- artificial incubation
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kuluçka in Turkish Turkish dictionary
- Civciv çıkarmış, yumurtaya yatmış veya yatmak üzere kızmış durumda olan dişi kuş veya dişi kümes hayvanı, gurk
- gurk
- kurk
- kuluçka devri
- Kuluçka dönemi
- kuluçka dönemi
- Döllenmeden sonra canlı bir organizma oluncaya kadar geçen süre
- kuluçka dönemi
- Genellikle dişi kuş veya dişi kümes hayvanının yavru çıkarmak için yumurtaları üstüne yatması gereken süre
- kuluçka dönemi
- Bir mikrobun vücuda girmesiyle hastalığın belirmesi arasında geçen süre
- kuluçka makinesi
- Gereken sıcaklığı sağlayacak düzeni bulunan ve çok sayıda civciv çıkarmaya yarayan araç
- kuluçka olmak
- yumurtaya yatma zamanı gelmek
Related Terms
kuluçka
Hyphenation
ku·luç·kaPronunciation
Resimler
History
Favorites