Now Tatoeba users have the opportunity to delete their own sentences, provided they are not linked to any translations.
- Artık Tatoeba kullanıcılarının, herhangi bir çeviriye bağlı olmamaları şartıyla kendi cümlelerini silme olanağı var.
Users of Tatoeba shouldn't feel alone and desperate.
- Tatoeba kullanıcıları kendilerini yalnız ve çaresiz hissetmemeliler.
In Soviet Russia, the computer uses the user!
- Sovyet Rusya'sında, bilgisayar kullanıcıyı kullanır!
Would you like to become a trusted user?
- Güvenilir bir kullanıcı olmak istiyor musunuz?
To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
- Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
By using Tatoeba one learns languages.
- Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.
Windows is the most used operating system in the world.
- Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
You used a condom for birth control, right?
- Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
- Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.
- Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.
I want you to utilize that object.
- O nesneyi kullanmanı istiyorum.
That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
- O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along.
- Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.
Next time I switch jobs, I need work that will let me make use of the experience I've gained up to now.
- Gelecek sefer iş değiştireceğim. Benim şu ana kadar kazandığım deneyimi kullanmama izin verecek işe ihtiyacım var.
Many young people make use of their summer vacation to climb Mt. Fuji.
- Birçok genç insan yaz tatilini Fuji Dağına tırmanmak için kullanıyor.
Windows is the most used operating system in the world.
- Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
Uranium is used in the production of nuclear power.
- Uranyum, nükleer gücün üretiminde kullanılmaktadır.
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
- Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them.
- Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.
Do you know how to wield an épée?
- Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?
Sami was wielding a knife.
- Sami bir bıçak kullanıyordu.
Most of the online users I play poker with have been newbies.
- Poker oynadığım çevrimiçi kullanıcıların çoğu yeniler.
Mary used her fork to play with the food on her plate.
- Mary çatalını tabağındaki yemekle oynamak için kullandı.
Google collects the private information of their users.
- Google, kullanıcılarının özel bilgilerini topluyor.
Users of Tatoeba shouldn't feel alone and desperate.
- Tatoeba kullanıcıları kendilerini yalnız ve çaresiz hissetmemeliler.