Turkish - English
Definition of kuli̇s in Turkish English dictionary
- kulis
- lobby
- kulis
- backstage
I met them backstage.
-Onlarla kuliste karşılaştım.
After the performance, she went backstage.
-O, gösteriden sonra kulise gitti.
- kulis
- (Tiyatro) green room
- kulis
- greenroom
- kulis
- the hidden aspects of a matter
- kulis
- curb exchange
- kulis
- wings
- kulis
- backstage, wings
- kulis
- offstage
- kulis faaliyetleri
- (Politika, Siyaset) lobbying
- kulis yapanlar
- lobby
- kulis yapmak
- work behind the scenes
- kulis faaliyeti
- lobbying
- kulis kapısı
- stage door
- kulis taşı
- sliding block
- kulis yapmak
- to lobby, work behind the scenes
- kulis yapmak
- to work behind the scenes
- kulis yapmak
- lobby
- kulis
- coulisse
- kulis
- link
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kuli̇s in Turkish Turkish dictionary
- (Hukuk) Tiyatro sahnesi arkası; meclis koridoru; bir işin bilinmeyen yönleri
- kulis
- Bir işin, bir hareketin gizli hazırlık konuşması
- kulis
- Borsa dışında alışveriş yeri
- kulis
- Tiyatro'da sahnenin gerisinde ve yanlarında bulunan bölüm
- kulis
- Tiyatroda, sahnenin gerisinde ve yanlarında bulunan bölüm
- kulis
- Bir amaca ulaşabilmek için ilgili kişiler arasında özel çalışma yapılan yer
- kulis yapmak
- Herhangi bir toplulukta oturumlar dışında gizli çalışmalar yapmak
- kulis yapmak
- Bir amaca ulaşabilmek için ilgili kişiler arasında özel çalışma yapmak
- KULİS FAALİYETİ
- (Osmanlı Dönemi) Toplantı yapılan yerlerde, toplantı haricinde çeşitli grupların yaptığı gizli çalışma
- kulis faaliyeti
- Toplantı yerlerinde, oturum dışında çeşitli grupların yaptığı gizli girişim veya çalışma
- kulis çalışması
- Kulis faaliyeti