One eyewitness is better than ten earwitnesses.
- Bir görgü tanığı, on tane kulak misafirinden daha iyidir.
Tom couldn't help overhearing Mary and John's conversation.
- Tom, Mary ve John'un konuşmasına kulak misafiri olmaktan kendini alamadı.
I didn't mean to eavesdrop, but I did overhear you.
- Kulak misafiri olmak istemedim ama tesadüfen duydum.