He embraced his relatives before he left.
- O, ayrılmadan önce akrabalarının kucakladı.
The settlers embraced the Christian religion.
- Yerleşimciler Hıristiyan dinini kucakladı.
I won't ever try hugging Tom again.
- Tom'u tekrar kucaklamayı hiç denemeyeceğim.
When did you try hugging Tom?
- Tom'u ne zaman kucaklamayı denedin?
Tom wants to be hugged.
- Tom kucaklanmak istiyor.
He gave me a big hug.
- Beni sıkıca kucakladı.