Turkish - English
Definition of kucağa in Turkish English dictionary
- to embrace
- kucak
- lap
- kucak kucağa
- 1. in each other's arms, in each other's embrace. 2. face to face, just opposite each other
- kucak kucağa
- in each other's arms
- kucak kucağa gelmek
- (deyim) fall into someone's arms
- kucaktan kucağa dolaşmak/gezmek
- (for a woman) to have a succession of lovers; to be promiscuous
- kucak
- {i} arms
- kucak
- embrace, lap; armful
- kucak
- embrace; lap
- kucak
- bosom
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kucağa in Turkish Turkish dictionary
- kucak kucağa
- İç içe, yan yana, beraberce
- kucak kucağa
- Birbirine sarılmış veya birbirine yüz yüze sokulmuş bir durumda
- kucaktan kucağa
- Pek çok kişi ile ilişki kurarak
- Kucak
- (Osmanlı Dönemi) KENARE
- Kucak
- aguş
- kucak
- Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm: "Kucağımdaki yavrumla yapayalnız kalmıştık."- S. M. Alus
- kucak
- Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm
- kucak
- Herhangi bir durumun veya şeyin sınırlarının arası, iç
- kucak
- Ortam, ocak
- kucak
- Açık kollarla göğüs arasına sığabilen miktarda olan
- kucak
- Herhangi bir durumun veya şeyin sınırlarının arası, iç: "Oralar her saldırganlıktan korunmuş Türk kucağı idi."- R. E. Ünaydın
- kucak
- Ortam, ocak: "On yıl var ayrıyım Kına Dağı'ndan / Baba ocağından, yâr kucağından."- F. N. Çamlıbel