During the siege, zoo animals regularly ended up on restaurant menus.
- Kuşatma sırasında, hayvanat bahçesi hayvanları düzenli olarak restoran menülerine düştüler.
The city is under siege.
- Şehir kuşatma altında.
The problem was beset with difficulties.
- Sorun zorluklarla kuşatıldı.
Armed forces besieged the city.
- Silahlı kuvvetler şehri kuşattı.
The Greeks besieged Troy for ten years.
- Yunanlar on yıl boyunca Truva'yı kuşattı.
He was surrounded by the crowd.
- O kalabalık tarafından kuşatılmıştı.
I see that I am surrounded by hostile faces.
- Düşman yüzler tarafından kuşatıldığımı görüyorum.
They're surrounding us.
- Onlar bizi kuşatıyor.