She suffers from a chronic illness.
- O kronik bir hastalıktan muzdarip.
There is a chronic oversupply of rice in Japan.
- Japonya'da kronik bir pirinç fazlalığı vardır.
A cup of coffee costs one crown.
- Bir fincan kahve bir kron.
Does a cup of coffee cost one crown?
- Bir fincan kahve bir kron mu?
A cup of coffee costs a krone.
- Bir fincan kahve bir kron.