Turkish - English
Definition of kralı in Turkish English dictionary
- kral
- king
The third star belonged to a certain king.
-Üçüncü yıldız belirli bir krala ait oldu.
A king's daughter is a princess.
-Kralın kızı bir prensestir.
- kralı yeniden tahta geçirmek
- restore a king to the throne
- kralı öldürme
- regicide
- kral
- sovereign
Queen Victoria was the sovereign of Great Britain.
-Kraliçe Victoria, Büyük Britanya'ya egemen oldu.
- kral
- Rex
- kral
- tycoon
- kral
- baron
- kral
- monarch
The Vatican is an absolute monarchy with an elected king.
-Vatikan seçilmiş bir kral ile mutlak bir monarşidir.
- mısır kralı
- king of egypt
- petrol kralı
- an oil baron
- gol kralı
- Top scorer (in all sports)
- Servetiyle ünlü lidya kralı
- Croesus
- basın kralı
- press baron
- basın kralı
- press lord
- dokuzuncu louis, fransa kralı
- louis ix, king of france
- hayvanlar kralı
- king of beasts
- kral
- (Konuşma Dili) super, A1, top-notch
- kral
- king; baron, tycoon
- kral
- kingpin
- mısır kralı 2. ramses
- king of egypt ramses ii
- petrol kralı
- oil tycoon
- petrol kralı
- oil baron
- sanayi kralı
- (Ticaret) financial magnate
- ıngiltere kralı 1. james dönemine ait
- Jacobean
- ıngiltere kralı 2. james yanlısı
- Jacobite
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kralı in Turkish Turkish dictionary
- kral
- En yüksek devlet otoritesini, bütün devlet başkanlığı yetkilerini kalıtım veya soylularca seçilme yoluyla elinde bulunduran kimse
- kral
- Üstün, çok iyi
- kral
- Herhangi bir alanda başkalarından üstün olan kimse
- kral
- Çok başarılı ve zengin iş adamı
- kral
- Herhangi bir alanda başkalarından üstün olan kimse. Çok başarılı ve zengin iş adamı: "Şimdiki adı konserve kralı olan birisi ile tanıştım."- A. Gündüz. Üstün, çok iyi: "Firuzağa'da şirin, kutu gibi, manzarası çok kral bir çatı katına taşındı."- A. İlhan