kozmopolit

listen to the pronunciation of kozmopolit
Turkish - English
cosmopolitan

This is a cosmopolitan city. - Burası kozmopolit bir şehir.

This city is not cosmopolitan at all. - Bu kent hiç kozmopolit değil.

cosmopolit

This is a cosmopolitan city. - Bu, kozmopolit bir kenttir.

This city is not cosmopolitan at all. - Bu şehir hiç kozmopolit değil.

cosmopolitan person, cosmopolitan
cosmopolitical
kozmopolit demokrasi
cosmopolitan democracy
Turkish - Turkish
Ulusal özelliklerini yitirmiş kimse: "Namık Cemil, milletini hiçe sayan kozmopolitlerden de değildi."- Y. K. Karaosmanoğlu
Çeşitli uluslardan kimseleri barındıran, içinde bulunduran: "Kapağı Londra'ya atan Avrupalılar hep bu kozmopolit semtte barınmış."- H. Taner
Kozmopolite özgü olan
Ulusal özelliklerini yitirmiş kimse: "Namık Cemil, milletini hiçe sayan kozmopolitlerden de değildi."- Y. K. Karaosmanoğlu
Çeşitli uluslardan kimseleri barındıran, içinde bulunduran: "Kapağı Londra'ya atan Avrupalılar hep bu kozmopolit semtte barınmış."- H. Taner
Çeşitli uluslardan kimseleri barındıran, içinde bulunduran
Ulusal özelliklerini yitirmiş kimse
KOZMOPOLİT
(Osmanlı Dönemi) Çeşitli milletlerden insanları içine alan
KOZMOPOLİT
(Osmanlı Dönemi) Fr. Her yabancı şeye karşı alâka gösteren, milliyet duygularından mahrum kimse
KOZMOPOLİT
(Hukuk) Bir çok ulustan olan kimseleri barındıran; milli veya ırk niteliği bulunmayıp her kalıpa girebilen insan
English - Turkish
Kozmopolit, ya da kozmopolitan genel olarak bir kişi ya da yerin ulusal niteliklerini yitirmesi ve daha evrensel bir anlayışın etkisi altında olması durumudur. Bu durum bütün insanlığın tek bir ahlaki topluluğa ait olduğu fikrinden ortaya çıkmıştır. Milliyetçilik ve vatanseverlik gibi tekil toplumcu düşünce akımlarına ve ideolojilere karşıt bir anlayıştır. Özellike bu tür tekilci akımların aşırı etkinleşmesiyle ortaya çıkabilecek olan ırkçılığa tepki olarak da kullanılmaktadır. İdari, siyasi ve ekonomik olabileceği gibi kültürel, ahlaki ya da toplumsal da olabilir
kozmopolit
Favorites