koz

Turkish - English

Definition of koz in Turkish English dictionary: {i} trump
The time has come for you to play your trump card. - Kozunu oynama zamanın geldi.; trump card; a chance (to attack or to defend oneself); a trump, an ace up one's sleeve; ammunition; playing cards trump; walnut; trump; a card up one's sleeve; ember
koz atmak: ruff
koz helva/helvası: nougat
koz helvası: nougat
koz ile alma: ruff
koz ile almak: trump
koz kabuğundan çıkmış da kabuğunu beğenmemiş: (Konuşma Dili) He is ashamed of his background
koz kırmak: 1. to play a trump card. 2. to be up to no good
koz kırmak: to trump
koz oynamak: to trump
koz oynamak: trump
koz yükseltmek: overtrump
koz çakmak: to trump
kozlar: chips
büyük koz: honor
büyük koz: honour [Brit.]
daha büyük koz oynamak: overtrump
elindeki koz: (Konuşma Dili) one's best card
elindeki koz: (Konuşma Dili) one's trump card
en iyi koz: (Konuşma Dili) one's trump card
en iyi koz: (Konuşma Dili) one's best card
kazı koz anlamak: to misunderstand completely
son koz: ace in the hole

Turkish - Turkish

Definition of koz in Turkish Turkish dictionary: Ahırda danaların kapatıldığı yer; iskambil oyunlarında öteki üç grup kâğıttan daha üstün tutulan ve onları alabilen renk grubu; Ceviz; Cevizağacı; Başarı fırsatı olan elverişli durum, saldırış ve savunma fırsatı; İskambil oyunlarında diğer kâğıtları alabilen, onlara üstün tutulan belirli renk ve işaretteki kâğıt; Karşısındakini alt edecek etkili şey; Ceviz. İskambil oyunlarında diğer kâğıtları alabilen, onlara üstün tutulan belirli renk ve işaretteki kâğıt; Başarı fırsatı olan elverişli durum, saldırış ve savunma fırsatı: "Başvurduğu bu olağanüstü tabiyede varlığını değil, yokluğunu koz olarak kullanmıştır."- H. Taner
koz helva: Ceviz ve şekerle yapılan ağdalı bir tür helva
koz helvacı: Koz helvası yapan veya satan kimse
koz helvası: Koz helva

English - Turkish

koz

Pronunciation

History

Favorites