Everything went horribly wrong.
- Her şey korkunç bir şekilde yanlış gitti.
Sami missed Layla terribly.
- Sami, Leyla'yı korkunç bir şekilde özlüyordu.
Serbian trains are terribly slow.
- Sırp trenleri korkunç bir şekilde yavaş...
Tom is dreadfully wrong.
- Tom korkunç bir şekilde hatalı.