korkmuş

listen to the pronunciation of korkmuş
Turkish - English
frightened

Alice was frightened of her strict mother. - Alice sert annesinden korkmuştu.

Tom seems frightened. - Tom korkmuş görünüyor.

afraid

He behaved like he was afraid. - O, korkmuş gibi davrandı.

She looks very much afraid. - O, çok korkmuş görünüyor.

terrified

Tom seemed to be terrified. - Tom korkmuş görünüyordu.

Tom seemed terrified of something. - Tom bir şeyden korkmuş gibi görünüyordu.

windy
ill with fear
awestruck

I felt kind of awestruck. - Biraz korkmuş hissettim.

aghast
got scared
horrified
frıghtened
startled

Tom looked a bit startled. - Tom biraz korkmuş gibi görünüyordu.

Tom seemed to be startled. - Tom çok korkmuş görünüyordu.

{s} scared

He ran like a scared rabbit. - O, korkmuş bir tavşan gibi koştu.

She was scared to cross the road. - Yolu geçmeye korkmuştu.

kork
be afraid

Don't be afraid to make mistakes when speaking English. - İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.

It's nothing, don't be afraid! - Bu şey yok, korkmayın!

kork
{f} fear

Man fears disasters such as floods and fires. - İnsan su baskınları ve yangınlar gibi felaketlerden korkar.

She is on a diet for fear that she will put on weight. - Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.

kork
be afraid of
er'şrokın korkmuş, ürkmüş
er'şrokın scared, frightened
kork
{f} dread

He may dread to learn the results. - O, sonuçları öğrenmeye korkabilir.

A burnt child dreads fire. - Yanmış bir çocuk ateşten korkar.

çok korkmuş
aghast
çok korkmuş
terrified

The poor rabbit, terrified, whimpered in the hands of its owner. - Zavallı tavşan, çok korkmuştu, sahibinin ellerinde inildedi.

He looked very terrified after the car crash. - O, araba kazasından sonra çok korkmuş görünüyordu.

German - Turkish
Danish - Turkish

Definition of korkmuş in Danish Turkish dictionary

kork
cörk
korkmuş
Favorites