Turkish - English
Definition of korkaklar in Turkish English dictionary
- mice
- {n} of mouse
- irregular plural of mouse
- Mice is the plural of mouse. Plural of mouse. the plural of mouse
- pl of Mouse
- korkak
- coward
You may call him a fool, but you cannot call him a coward.
-Ona bir aptal diyebilirsin fakat bir korkak diyemezsin.
I have no tolerance of cowards.
-Korkaklara hiçbir hoşgörüm yok.
- korkak
- funky
- korkak
- cowardly
The smaller and cowardly the dog, the angrier it barks.
-Köpek ne kadar küçük ve korkaksa, o kadar kızgın havlar.
It was cowardly, and I'm sorry.
-Bu korkakçaydı, üzgünüm.
- korkak
- fearful
- korkak
- timid
Tom is quite timid, isn't he?
-Tom oldukça korkak, değil mi?
- korkak
- base
- korkak
- pussy
- korkak
- chicken-livered
- korkak
- wuss
- korkak
- (deyim,Konuşma Dili) chicken-hearted
- korkak
- hen-hearted
- korkak
- yellow-bellied
- korkak
- dysthymic
- korkak
- spiritless
- korkak
- nerveless
- korkak
- chinless
- korkak
- faint-hearted
- korkak
- lily-livered
- korkak
- weak-spirited
- korkak
- white-livered
- korkak
- {s} scary
You people are scary.
-Siz insanlar korkaksınız.
- korkak
- gutless
- korkak
- dastardly
- korkak
- yellow
- korkak
- chicken livered
- korkak
- recreant
- korkak
- pigeon hearted
- korkak
- sissified
- korkak
- chickenhearted
- korkak
- timorous
- korkak
- sissyish
- korkak
- spineless
- korkak
- worm
- korkak
- {i} funk
- korkak
- sneak
- korkak
- fearful person; coward
- korkak
- rabbit
- korkak
- cowardly, timid, spineless, chickenhearted, craven, yellow, yellow-bellied; coward, chicken
- korkak
- faintheart
- korkak
- craven
- korkak
- fainthearted
- korkak
- fearful, timid; cowardly
- korkak
- milquetoast
- korkak
- skulking
- korkak
- milksop
- korkak
- sneaking
- korkak
- pigeonhearted
- korkak
- hen hearted
- korkak
- faint
It's not for the faint of heart.
-Bu, korkaklara göre değil.
- korkak
- dingo
- korkak
- pigeon livered
- korkak
- chicken
You're such a chicken.
-Sen böyle bir korkaksın.
- korkak
- pusillanimous
- korkak
- sissy
Mary said that Tom was a sissy.
-Mary Tom'un bir korkak olduğunu söyledi.
- korkak
- poltroon
- korkak
- cissy
- korkak
- caitiff
- korkak
- poor spirited
- korkak
- lily livered
- korkak
- chicken hearted
- korkak
- weak spirited
- korkak
- weakhearted
- korkak
- {s} sneaky
- korkak
- poorspirited
- korkak
- yellowbellied
- korkak
- pigeonlivered
- korkak
- white livered
- korkak
- whitelivered
- korkak
- fearsome
- korkak
- {s} unmanly
- korkak
- quitter
- korkak
- dastard
- korkak
- hangdog
- korkak
- {i} yellow dog
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of korkaklar in Turkish Turkish dictionary
- Korkak
- korkakça
- Korkak
- (Osmanlı Dönemi) HEYBAN
- Korkak
- (Osmanlı Dönemi) CÜBA'
- Korkak
- (Osmanlı Dönemi) YENHUB
- Korkak
- (Osmanlı Dönemi) RA'DİD
- Korkak
- (Osmanlı Dönemi) NUHBE
- Korkak
- (Osmanlı Dönemi) LA'
- Korkak
- (Osmanlı Dönemi) HEYBUB
- Korkak
- (Osmanlı Dönemi) KIRN
- Korkak
- cebin
- korkak
- Çok çabuk ve olmayacak şeylerden korkan (kimse, hayvan)