Turkish - English
Definition of konvoy in Turkish English dictionary
- convoy
The convoy of army trucks was blocking the road.
-Ordu kamyonları konvoyu yolu kapatıyordu.
- autocade
- caravan
- motorcade
All traffic was halted to let the presidential motorcade pass.
-Tüm trafik, başkanlık konvoyunun geçmesine izin vermek için durduruldu.
The motorcade made its way down Park Street.
-Konvoy Park Caddesinden aşağıya doğru gitti.
- escort
- konvoy gemisi
- (Askeri) joiner
- konvoy dağılma noktası
- (Askeri) convoy dispersal point
- konvoy flaması
- (Ticaret) convoy pennant
- konvoy ismi
- (Askeri) convoy title
- konvoy komodoru
- (Askeri) convoy commodore
- konvoy kısmı
- (Askeri) joiner section
- konvoy programı
- (Askeri) convoy schedule
- konvoy refakat gemileri
- (Askeri) convoy through escort
- konvoy terminal bölgesi
- (Askeri) convoy terminal area
- konvoy toplanması
- (Askeri) convoy assembly
- askeri konvoy
- (Askeri) military convoy
- motorlu konvoy
- (Askeri) motor convoy
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of konvoy in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Aynı yere nakledilen insan grubu
- (Osmanlı Dönemi) ing. Aynı yere giden nakil vasıtaları topluluğu
- (Osmanlı Dönemi) Harb gemilerinin himayesinde sefer yapan yük gemileri katarı
- Aynı yere giden taşıt veya yolcu topluluğu
- Savaş gemilerince korunan yük gemileri katarı
- Aynı yere giden taşıt veya yolcu topluluğu, kafile
konvoy
Hyphenation
kon·voyPronunciation
Resimler
History
Favorites