kontrolleri

listen to the pronunciation of kontrolleri
Turkish - English
checkouts
plural of checkout
kontrol
check

He checked that all the doors were safely shut. - Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.

Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again. - Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.

kontrol
control

You used a condom for birth control, right? - Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?

West Berlin would remain free of Soviet control. - Batı Berlin, Sovyet kontrolü olmadan kalacaktı.

kontrol
governance
kontrol
supervision
kontrol
countenance
kontrol
{i} rein
kontrol
grip

Tom got a grip on his emotions. - Tom duygularını kontrol altına aldı.

kontrol
command
kontrol
(Bilgisayar) control desk
kontrol
controlling

The police were controlling the crowd. - Polis kalabalığı kontrol ediyordu.

I'm controlling myself not to lose my head. - Başımı kaybetmemek için kendimi kontrol ediyorum.

kontrol
disposal
kontrol
hand

Hand washing is one way to control bacteria. - El yıkama, bakterileri kontrol etmek için bir yoldur.

Tom's right hand began to shake uncontrollably. - Tom'un sağ eli kontrol edilemez bir biçimde titremeye başladı.

kontrol
(Ticaret) working papers
kontrol
curb
kontrol
(Ticaret) audit
kontrol
composure
kontrol
metering
kontrol
(Ticaret) visitation
kontrol
direction
kontrol
rounds
kontrol
inspection

Korea received an inspection from the International Atomic Energy Agency. - Kore, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından kontrol edilmiştir.

kontrol
superintendence
kontrol
checking

Why are you checking Mary's mailbox? - Neden Mary'nin posta kutusunu kontrol ediyorsun?

The policeman was checking the cars one-by-one. - Polis, arabaları tek-tek kontrol ediyordu.

kontrol
{i} overhaul
kontrol
checkout
kontrol
{i} clutch
kontrol
pilot

The pilot was having trouble controlling the aircraft. - Pilot, uçağı kontrol ederken zorluk yaşadı.

The pilot controls the engine power using the throttle. - Pilot, valf kullanarak motor gücünü kontrol eder.

kontrol
helm
kontrol
diagnostic
kontrol
control of
kontrol
controling
bitki sağlığı kontrolleri
(Hukuk) phytosanitary controls
html kontrolleri
(Bilgisayar) html controls
kalite kontrolleri
(Ticaret) quality checks
kalorifer kontrolleri
(Otomotiv) heater controls
kazan kontrolleri
boiler controls
kontrol
clutches
kontrol
examination
kontrol
checking, inspecting
kontrol
wire

The puppets are controlled by wires. - Kuklalar teller tarafından kontrol edilir.

kontrol
inspector
kontrol
control, check; inspection; command; composure
kontrol
(Hukuk) control, supervising
mesaj merkezi kontrolleri
(Otomotiv) message center controls
park freni kontrolleri
(Otomotiv) parking brake controls
veteriner kontrolleri
(Hukuk) veterinary controls
Turkish - Turkish

Definition of kontrolleri in Turkish Turkish dictionary

kontrol
Yoklama, arama
kontrol
Denetçi, kontrolör
kontrol
Bir işin doğru ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleme, denetim, denetleme
kontrol
Bir şeyin gerçeğe ve aslına uygunluğuna bakma
kontrol
Bir şeyin gerçeğe ve aslına uygunluğuna bakma: "Duygululuk olsa olsa akılla bağdaştığı, aklın kontrolünde kaldığı ölçüde bir değer taşır."- N. Cumalı