I'd like to check out.
- Ben kontrol etmek istiyorum.
I have to check and see what the contract says.
- Sözleşmenin ne dediğini kontrol etmek ve görmek zorundayım.
It's sometimes difficult to control our feelings.
- Duygularımızı kontrol etmek bazen zordur.
Anger is hard to control.
- Öfkeyi kontrol etmek zordur.
I'd like to check out.
- Ben kontrol etmek istiyorum.
I'll go to check out the bedroom.
- Yatak odasını kontrol etmek için gideceğim.
I just want to check on something.
- Sadece bir şeyi kontrol etmek istiyorum.
I'll be back in an hour to check on you again.
- Seni tekrar kontrol etmek için bir saat içinde döneceğim.
They needed a new government to control the anarchy.
- Onların anarşiyi kontrol etmek için yeni bir hükümete ihtiyaçları vardı.
Try to check the flow of water by turning the valve.
- Vanayı çevirerek su akışını kontrol etmeye çalış.
He checked that all the doors were safely shut.
- Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.
I can't wait to check it out.
- Onu kontrol etmek için sabırsızlanıyorum.
I want to check it out.
- Bunu kontrol etmek istiyorum.
Try to control yourselves.
- Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
Anger is hard to control.
- Öfkeyi kontrol etmek zordur.
I have trouble controlling my emotions.
- Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.
Would it be fair to say you have a problem controlling your anger?
- Öfkenizi kontrol etmekte bir sorununuzun olduğunu söylemek adil olur mu?
Aliens controlled Earth's progress in secret.
- Yabancılar gizlice Dünya'nın ilerlemesini kontrol etti.
Tom controlled everything.
- Tom her şeyi kontrol etti.
The next four to six weeks are crucial in controlling the massive Ebola outbreak.
- Önümüzdeki 4 ila 6 hafta, büyük Ebola salgınını kontrol etmekte çok önemlidir.
I have trouble controlling my emotions.
- Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.
Tom checked his rearview mirror before pulling out into traffic.
- Tom trafiğe çıkmadan önce dikiz aynasını kontrol etti.
Tom started the coffee brewing, then checked his email.
- Tom kahve demlemeye başladı, sonra epostasını kontrol etti.