kontrol edilemeyen

listen to the pronunciation of kontrol edilemeyen
Turkish - English
out of hand
uncurbed
out of control
out-of-control
{s} uncontrolled
kontrol et
{f} check

He checked that all the doors were safely shut. - Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.

Try to check the flow of water by turning the valve. - Vanayı çevirerek su akışını kontrol etmeye çalış.

kontrol et
check it out

We'd better check it out. - Bunu kontrol etsek iyi olur.

I want to check it out. - Bunu kontrol etmek istiyorum.

kontrol et
{f} overhaul
kontrol et
{f} control

Some things in life are beyond our ability to control. - Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.

Try to control yourself. - Kendinizi kontrol etmeye çalışın.

kontrol et
{f} discipline
kontrol et
{f} controlling

I have trouble controlling my anger. - Öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum.

I have trouble controlling my emotions. - Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.

kontrol et
{f} controlled

Aliens controlled Earth's progress in secret. - Yabancılar gizlice Dünya'nın ilerlemesini kontrol etti.

Fadil controlled the drug trade in the area. - Fadıl, bölgedeki uyuşturucu ticaretini kontrol etti.

kontrol et
checked

He checked the durability of the house before buying it. - O, satın almadan önce evin dayanıklılığını kontrol etti.

Tom started the coffee brewing, then checked his email. - Tom kahve demlemeye başladı, sonra epostasını kontrol etti.

kontrol edilemeyen
Favorites