kontrol edilemeyen

listen to the pronunciation of kontrol edilemeyen
Turkish - English
out of hand
uncurbed
out of control
out-of-control
{s} uncontrolled
kontrol et
{f} check

The defenders checked the onslaught by the attackers. - Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.

He checked that all the doors were safely shut. - Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.

kontrol et
check it out

Tom wants you to check it out. - Tom bunu kontrol etmeni istiyor.

I can't wait to check it out. - Onu kontrol etmek için sabırsızlanıyorum.

kontrol et
{f} overhaul
kontrol et
{f} control

You must control yourself. - Kendinizi kontrol etmelisiniz.

Try to control yourselves. - Kendinizi kontrol etmeye çalışın.

kontrol et
{f} discipline
kontrol et
{f} controlling

The next four to six weeks are crucial in controlling the massive Ebola outbreak. - Önümüzdeki 4 ila 6 hafta, büyük Ebola salgınını kontrol etmekte çok önemlidir.

I have trouble controlling my emotions. - Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.

kontrol et
{f} controlled

Tom controlled everything. - Tom her şeyi kontrol etti.

Tom wanted to hit Mary, but he controlled himself. - Tom Mary'ye vurmak istedi ama kendini kontrol etti.

kontrol et
checked

Tom started the coffee brewing, then checked his email. - Tom kahve demlemeye başladı, sonra epostasını kontrol etti.

Tom checked his rearview mirror before pulling out into traffic. - Tom trafiğe çıkmadan önce dikiz aynasını kontrol etti.

kontrol edilemeyen
Favorites