He accommodated me with a night's lodging.
- O bana bir gecelik konaklama sağladı.
This building is a capsule hotel lodging men and women.
- Bu yapı erkekleri ve kadınları konaklayan kapsül bir oteldir.
It is not a real mansion.
- O gerçek bir konak değil.
I've always wanted to live in a mansion.
- Her zaman bir konakta yaşamak istedim.
Tom hosted an extravagant party at his mansion.
- Tom konakta savurgan bir partiye ev sahipliği yaptı.
They don't have enough room to camp.
- Konaklamak için yeterli yerleri yok.
It was a small pretty town with four minarets and one campanile and the Pasha's konak sprawling across the foothills.