koleksiyon

listen to the pronunciation of koleksiyon
Turkish - English
collection

I don't have a stamp collection, but I have a Japanese postcard collection that I could use as an excuse to invite him. - Pul koleksiyonum yok ama onu davet etmek için bir mazeret olarak kullanabildiğim Japon kartpostal koleksiyonum var.

John has the complete collection of Sam's music. - John Sam'in tam bir müzik koleksiyona sahiptir.

(Ticaret) collectibles
(a) collection (of objects)
job lot
set
miscellany
koleksiyon ağacı
(Bilgisayar) collection tree
koleksiyon defteri
scrapbook
koleksiyon listesi
(Bilgisayar) collection list
koleksiyon yönetimi
collection management
koleksiyon adı
(Bilgisayar) collection name
koleksiyon geliştirme
collection development
koleksiyon merakı
(Tıp) collectionomania
koleksiyon yapmak
collect
koleksiyonlar
collections

This eccentric billionaire has amassed one of the world's largest art collections. - Bu eksantrik milyarder dünyanın en büyük sanat koleksiyonlarından birini topladı.

I afterward sold them to enable me to buy R. Burton's Historical Collections. - Ben sonradan bana R. Burton 'ın Tarihi Koleksiyonlarını satın almamı sağlaması için onları sattım.

Turkish - Turkish
Öğrenme, yarar sağlama veya zevk amacıyla bir araya getirilmiş ve özelliklerine göre sınıflara ayrılmış nesnelerin bütünü, derlem: "Saat koleksiyonu yapmaya merak sarışım da, işte buradan geliyor."- H. Taner
Moda evlerinin giyimdeki yenilikleri tanıtmak için düzenlediği defilelerde gösterilen modellerin bütünü
Öğrenme, yarar sağlama veya zevk amacıyla bir araya getirilmiş ve özelliklerine göre sınıflara ayrılmış nesnelerin bütünü, derlem
derlem
koleksiyon
Favorites