I don't have a stamp collection, but I have a Japanese postcard collection that I could use as an excuse to invite him.
- Pul koleksiyonum yok ama onu davet etmek için bir mazeret olarak kullanabildiğim Japon kartpostal koleksiyonum var.
John has the complete collection of Sam's music.
- John Sam'in tam bir müzik koleksiyona sahiptir.
This eccentric billionaire has amassed one of the world's largest art collections.
- Bu eksantrik milyarder dünyanın en büyük sanat koleksiyonlarından birini topladı.
I afterward sold them to enable me to buy R. Burton's Historical Collections.
- Ben sonradan bana R. Burton 'ın Tarihi Koleksiyonlarını satın almamı sağlaması için onları sattım.