She did the job with ease.
- İşi kolaylıkla yaptı.
He won the race with ease.
- O kolaylıkla yarışı kazandı.
He could find her house easily.
- O, evini kolaylıkla bulabildi.
She managed to get what she desired easily.
- Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi.
She did the job with ease.
- İşi kolaylıkla yaptı.
He did the crossword with ease.
- O çapraz bulmacayı kolaylıkla çözdü.
The convenient thing about this electronic dictionary is that it's easy to carry anywhere.
- Bu elektronik sözlüğün işe yarar şeylerinden biri herhangi bir yere kolaylıkla taşınabilmesidir.