She did the job with ease.
- İşi kolaylıkla yaptı.
He did the crossword with ease.
- O çapraz bulmacayı kolaylıkla çözdü.
You can easily identify Tom because he is very tall.
- Tom'u kolaylıkla tanıyabilirsin çünkü o çok uzun.
She managed to get what she desired easily.
- Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi.
The ease with which he answered the question surprised us.
- Soruyu kolaylıkla yanıtlaması bizi şaşırttı.
She did the job with ease.
- İşi kolaylıkla yaptı.
The convenient thing about this electronic dictionary is that it's easy to carry anywhere.
- Bu elektronik sözlüğün işe yarar şeylerinden biri herhangi bir yere kolaylıkla taşınabilmesidir.