She finished the job with ease.
- O, kolaylıkla işi bitirdi.
She solved the puzzle with ease.
- O, bilmeceyi kolaylıkla çözdü.
This device made it possible to turn sea-water into fresh water easily.
- Bu cihaz deniz suyunu kolaylıkla içme suyuna çevirmeyi mümkün kıldı.
You can easily identify Tom because he is very tall.
- Tom'u kolaylıkla tanıyabilirsin çünkü o çok uzun.
He did the crossword with ease.
- O çapraz bulmacayı kolaylıkla çözdü.
The ease with which he answered the question surprised us.
- Soruyu kolaylıkla yanıtlaması bizi şaşırttı.
The convenient thing about this electronic dictionary is that it's easy to carry anywhere.
- Bu elektronik sözlüğün işe yarar şeylerinden biri herhangi bir yere kolaylıkla taşınabilmesidir.