Turkish - English
Definition of kol saati in Turkish English dictionary
- watch
I got her a wrist watch.
-Ona bir kol saati aldım.
This is the watch I bought yesterday.
-Bu benim dün aldığım kol saati.
- wristwatch
He owns a very valuable wristwatch.
-O çok değerli bir kol saatine sahip.
Any wristwatch is fine if it's not too expensive.
-Herhangi bir kol saati çok pahalı değilse iyidir.
- wristlet watch
- wrist watch
They were able to identify him by his wrist watch.
-Onlar onu onun kol saati ile kimliğini saptayabildiler.
I wonder when they'll come out with a cell phone in a wrist watch.
-Ne zaman onların kol saatinde bir cep telefonuyla çıkacaklarını merak ediyorum.
- kol saati istiyorum
- I'd like a watch
- kol saati kurma düğmesi
- stem
- atın bir kol saati görmek istiyorum
- I would like to see a gold watch
- bilek/kol saati
- wrist watch
- kol saat
- wristwatch
He owns a very valuable wristwatch.
-O çok değerli bir kol saatine sahip.
Tom wears a gold wristwatch.
-Tom altından yapılmış bir kol saati takıyor.
- kolsaati
- wrist watch
- tarihi gösteren bir kol saati görebilir miyim
- May I see a wristwatch that shows the date
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kol saati in Turkish Turkish dictionary
- Bileğe takılan saat, bilek saati
kol saati
Hyphenation
kol sa·a·tiPronunciation
Resimler
History
Favorites