Futbol, dünyada en çok bilinen spordur.
- Football is the most known sport in the world.
Bilinen bir hata bilinmeyen bir gerçekten daha iyidir.
- A known mistake is better than an unknown truth.
Onun adı bu kasabada herkesçe bilinmektedir.
- His name is known to everyone in this town.
Madonna Japonya'da her lise öğrencisi tarafından bilinmektedir.
- Madonna is known to every high school student in Japan.
Sami iyi tanınan bir avukat tuttu.
- Sami hired a well known attorney.
Sony tüm dünyada tanınan bir markadır.
- Sony is a brand known around the world.
O sadece Hindistan'da değil aynı zamanda Çin'de de iyi tanınmaktadır.
- She is not only well known in India, but is also well known in China.
Tanınmak istemiyorum.
- I don't want to be known.
San Fransisko, sisi ve diğer şeylerin arasında tepeleri ile ünlüdür.
- San Francisco is known for its fog and its hills among other things.
Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
- The past can only be known, not changed. The future can only be changed, not known.
Futbol, dünyada en çok bilinen spordur.
- Football is the most known sport in the world.
O bölgede, çok iyi tanınmış bir şarap üretilir.
- A very well known wine is produced in that region.
O, ülkemizde iyi tanınmıştır.
- He is well known in our country.