knowing, wise, skilful

listen to the pronunciation of knowing, wise, skilful
English - Turkish

Definition of knowing, wise, skilful in English Turkish dictionary

understanding
{i} kavrayış
understanding
{i} anlayış

Yani, Çin ulusuna karşı daha anlayışlıyım. - That's to say, I have a better understanding of the Chinese nation.

Tom'un kesinlikle bu konu ile ilgili daha iyi bir anlayışı var. - Tom certainly has a better understanding of this matter than I do.

understanding
{s} zeki
understanding
halden anlamak
understanding
akıl
understanding
anlayarak
understanding
antant
understanding
anlayışlılık
understanding
uzlaşma
understanding
{f} anla

Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir. - This kind of music is something that older people have difficulty understanding.

Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian. - I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.

understanding
{i} uyuşma
understanding
understandinglyanlayışla
understanding
{i} anlaşma

Tom ve Mary anlaşmaya vardı. - Tom and Mary came to an understanding.

Bizim bir anlaşmamız var. - We have an understanding.

understanding
anlaşmazlığın halledilmesi
understanding
{i} anlaşma: We have come to an understanding. Bir anlaşmaya vardık. He attends the meetings on
understanding
{s} halden anlayan
understanding
{s} halden anlar
understanding
{i} hissetme
understanding
{s} akıllı
English - English
{a} understanding
knowing, wise, skilful
Favorites